
yaz şafağı uyandırıyor sağda yaprakları, buğuları, parkın köşesinden gelen gürültüleri ve soldaki kıyıların mor gölgelerinde nemli yolun binlerce hızlı teker izleri. perilerin geçit töreni. şöyle: yaldızlı tahta hayvanlarla, direkler ve alaca perdelerle yüklü arabaları çekiyor dörtnala benekli yirmi sirk atı. acayip hayvanlarda çocuklar ve insanlar. eski faytonlar ya da masallardaki süslü arabalar gibi bayraklarla donanmış, çiçeklerle bezenmiş yirmi taşıtta çocuklar, bir kır oyunu için bayramlıklarını giymiş. ve sayvanlarının altında, dizilmiş abanoz sorguçları, mavi, kara ve kocaman kısrakların tırısa kalkıp çektiği tabutlar.
çocukken görüşümü biledi kimi gökler; her karakterden izler kaldı yüzümde. görülmemiş şeyler oldu. şimdi de, kaçınılmaz değişimi zamanın, sonsuzluğu matematiğin sürgün ediyor beni, acayip bir çocukluğa, akıl almaz şefkatlere katlanıp iyi yurttaş olduğum şu dünyadan. ister hakka, ister güce, ister mantığa dayansın, hiç hesapta olmayan bir savaş düşlüyorum. müzikli bir tümce kadar açık bu.