18.10.2022

umut

erich fromm

eğer insan umudunun boşa çıktığı deneyimini yaşamasaydı umudu nasıl daha güçlü ve bastırılmaz hale gelirdi?

umudun kırılmasının bir başka sonucuysa yüreğin katılaşmasıdır. çocuk suçlulardan katı ama etkileyici yetişkinlere dek birçok insanın yaşamlarının bir evresinde, belki beş yaşında, belki on iki, belki yirmi yaşında artık incinmeyi, üzülmeyi kaldıramayacak noktaya dayanmış olduğunu görürüz. bunlardan bazıları, ansızın bir şey görmüş ya da bir değişikliğe uğramışçasına artık buralarına geldiğine karar verirler. artık hiçbir şey hissetmemeye, kimsenin kendilerini incitmesine meydan vermemeye, ancak kendilerinin başkalarını incitebileceklerine karar verirler.

kendilerine dost ya da onları seven kişiler bulma konusunda şanssız olduklarından yakınabilirler; ama bu onların şanssızlığı değil, yazgısıdır. sevecenlik duygularını ve başkalarını anlama yetisini yitirdiklerinden kimseye dokunmazlar, kimse de onlara dokunamaz. yaşamdaki utkuları, kimseye gereksinme duymamaktır. dokunulmaz olmaktan gurur duyarlar, başkalarını incitebildiklerinden dolayı zevk duyarlar.

bu işin suç oluşturacak şekilde ya da yasal yollardan gerçekleştirilmesi, ruhbilimsel etmenlerden çok toplumsal etmenlere bağlıdır. bu insanların çoğu donmuşluklarını korurlar; dolayısıyla, yaşamları tükeninceye dek mutsuzdurlar. arada bir, bir mucize olur ve buzların erimesi süreci başlar. bunun nedeni belki de kaygı ve ilgilerine inandıkları bir kişiyle karşılaşmış olmaktır. yeni duygu boyutları açılmıştır. eğer şansları varsa buzları tümüyle erir ve tümden yok olmuş görünen umut tohumları canlanır.