22.10.2022

hakikat

erich fromm

insanoğlu, gerçeklikle ne denli eksiksiz bir ilişki içinde olursa o denli güçlü olur.

yalnızca koyun olduğu sürece ve gerçekliği temelde, kendi toplumunun insanları ve şeyleri daha elverişli bir şekilde çarpıtabilmesi ya da ustalıkla yönetebilmesi için oluşturulmuş bir uydurmacadan başka bir şey değilse kişi zayıf bir insandır. gerçeklikle olan bütün ilişkisi ona gerçek gibi gösterilen uydurma gerçeklik aracılığıyla gerçekleştiğinden, toplumsal kalıptaki herhangi bir değişiklik onun için yoğun bir güvensizlik hatta delirme tehlikesi oluşturur.

gerçekliği toplumun kendisine sunduğu bir veri olarak kabullenmek yerine kendi başına kavramada ne kadar başarılı olursa o denli güven içinde hissedecektir kendisini; çünkü herkesin ortak görüşüne ne kadar az bağımlı olursa toplumsal değişiklik, ona o denli az tehlikeli görünecektir. insanoğlu, kendi içinde, kendi gerçeklik bilgisini geliştirmek, dolayısıyla hakikati aşağı yukarı bulmak, tahmin etmek eğilimi taşır.

farkında olma halini artırma süreci, uyanma, insanın gözünü açması ve önünde ne olduğunu görmesi sürecinden başka bir şey değildir. farkında olmak demek yanılgıya düşmemek demektir, bunun başarılmasıysa bağımsızlığa kavuşma sürecini oluşturur.

bunu hiç kimse marx'tan daha açık şekilde dile getirmemiştir: "tutku, insanın, amaçlarına ulaşma çabası gösterme yeteneğidir."

goethe, bu tür bilgiyi çok kısa ve özlü bir biçimde dile getirmiştir: "insan, kendisini yalnızca kendisinin sınırları içinde tanır ve dünyanın sınırları içinde kendisinin farkındadır. gerçekten tanınan her yeni nesne, bizim içimizde yeni bir etkinlik aracı oluşturur."

durağan ve kımıltısız olan ben, dünya ile nesnelere sahip olma açısından bağ kurar. öz ise, katılma süreci açısından dünyayla bağ kurar. çağdaş insan, her şeye, otomobile, eve, işe, "ufaklıklara", bir evliliğe, sorunlara, dertlere, hoşnutluğa sahiptir. bütün bunlar da yeterli değilse bir ruh doktoruna sahiptir. hiçbir şey olmamıştır -hiçbir şey değildir-.