18.03.2015

kingdom of heaven

ridley scott

"din" kelimesi bana sadece bir sürü bağnaz fanatiğin yaptığı çılgınlıkları ve sonra bunu "tanrının isteği" olarak adlandırmalarını hatırlatıyor. kutsallık, yaptığın doğru işlerdedir. yiğitlik ise, kendini koruyamayanların yanında olmaktır. ve erdem.. tanrının arzusu, kalbinde ve kafanın içindedir. ve her geçen gün, yaptığın işler sonucunda, ya iyi adam olursun ya da kötü!

"dünyayı iyiliğe götürmeyen bir adam ne işe yarar?"

keskin olan kenar, kılıcın tek kenarı değildir.

orayı evi olarak görmeyen insan, bu kutsal topraklarda, şehrin sahibi olur. eski sahibi de sefalet içinde yalvarır. sona geldiğinde insan doğduğu gibi kalmaz; ama, aslında ne olmak istediğini anlamış olur.

meziyetlerin, sen daha onlarla karşı karşıya gelmeden, düşmanların tarafından bilinecektir!

işlerim dolayısıyla doğuya gidiyorum. karım yokluğumun farkına bile varmaz. bu, ya eşlerin en iyisi olmasındandır ya da en kötüsü.

krallar, insanları gayrete getirebilir. bir baba oğlundan taleplerde bulunabilir; ama unutma ki, sana tesir edenler kral da olsa, güç sahibi insanlar da olsa, ruhunu içinde yaşayan, kendinsindir. tanrının huzuruna çıktığında "ama bana öyle emretmişlerdi" ya da "ama şartlar o dönemde müsait değildi" diyemezsin. bunlar yeterli olmaz. bunu unutma!

burası benim vatanım! eğer onu daha iyi bir duruma getirmeyeceksem, ne işe yararım ki?

iki insan arasında ihtiyaç duyulan tek şey ışıktır.

"sorun, seni teslim almaya hakları olup olmadığı değildi. isteyiş tarzlarıydı."

insanları öldürmek yerine, onlarla yaşamayı yeğlerim.

savaşların sonuçlarına, tanrı tarafından karar verilir ama aynı zamanda hazırlanma, asker sayısı, hasta olanların yokluğu ve su durumu da bu kararda etkilidir. düşmanı arkalarından kuşatmak da önemlidir.

bir gün gelecek, daha iyiyi bulabilmek adına birazcık şeytani işler yapmadığın için pişmanlık duyacaksın!

- mutlak ölüme gidiyorsun!
- bütün ölümler mutlaktır!

hangisi daha kutsal? ağlama duvarı mı? cami mi? isa'nın mezarı mı? kim hak iddia ediyor? kimse etmiyor! herkes ediyor!

ben hayatımı, her şeyimi kudüs'e adamıştım. önceleri tanrı için savaştığımızı sanıyordum. sonra farkına vardım ki, servet ve toprak için savaşıyoruz.