george sand
küçük yerlerin ruhunu bilirsiniz şüphesiz, dünyanın en kötücül topluluklarıdır bunlar. buralarda iyi insanların değeri hiçbir zaman bilinmez, zeki insanlar doğuştan halk düşmanıdır. budala ya da görgüsüz bir adama ilgi gösterirseniz herkes onun başına üşüşür. biriyle kavga etseniz, bir gösteri izler gibi izlemeye gelir, bahse girer, görme ve duyma konusunda açgözlülüklerinden dibinize kadar sokulurlar. düşeni çamura bulayacak, lanetleyeceklerdir. her zaman, hata yapan zayıf kabul edilir. ön yargılar, eziklikler, hatalarla savaşırsanız, onlara kişisel olarak hakaret etmiş, en değerli varlıklarına saldırmış sayılır, ondan sonra kalleş ve tehlikeli kabul edilirsiniz. adını bile bilmediğiniz insanlar tarafından mahkemelerde tazminat ödemeye çağrılacak, karşınızdakileri dürüst olmayan insanları kastetmiş olduğunuza ikna etmek zorunda bırakılacaksınızdır. ne diyeyim? bu insanlardan biriyle karşılaştığınızda, gün batımı vakti, insanın gölgesi otuz ayak öteye uzandığında bile gölgesine basmaktan kaçının. bütün bu alan o küçük adama aittir ve ayağınızın ucuyla dokunmaya bile hakkınız yoktur. onun soluduğu havayı soluyarak bile hata eder, sağlığınızdan olursunuz. onun çeşmesinden su içerseniz, kurutursunuz. onun köyünde ticaret yaparsanız, satın aldığı mallarla sizi şereflendirmiş sayılır. ona tütün ikram ederseniz, zehirlemişsinizdir. kızını güzel bulursanız, baştan çıkarmak istiyorsunuz demektir. karısının aslında sahip olmadığı erdemleri överseniz, bu durum yüreğinizin derinliklerinde cehaletini aşağıladığınız, soğuk bir ironi yaptığınız anlamına gelir. onun evindeyken iltifatta bulunma gafletine düşerseniz, sözünüzü anlamayacak ve her yerde ona hakaret ettiğinizden söz edecektir. evlerinizi alın ve koruların derinliklerine, ıssız diyarların ortalarına taşıyın. bu küçük yer insanları yalnızca orada rahat bırakacaktır sizi.