20.11.2009

kar

orhan pamuk

kadınlar, kazanma umuduyla intihar eder. erkekler ise kazanma umudu kalmadığını görünce.

stendhal: edebi bir eserde siyaset, bir konserin ortasında patlayan tabanca gibi kaba ama gözardı edemeyeceğimiz bir şeydir.

tarih ile tiyatronun aynı malzemeden yapıldığını ilk hegel fark etmiştir. tıpkı tiyatro gibi tarihin de birilerine 'rol' verdiğini hatırlatır. tıpkı tiyatro sahnesi gibi, tarihin sahnesine de cesurların çıkacağını da.

mutlu olmakla yetinen mutlu olamaz.

iyi bir aktör, tarihin içinde yıllarca, yüzyıllarca birikmiş, bir köşeye sıkışmış, patlayıp ortaya çıkmamış, dile gelmemiş güçleri temsil eder. bütün hayatı boyunca en ücra yerlerde, en denenmemiş yollarda, en sapa sahnelerde kendisine gerçek bir özgürlük bağışlayacak olan sesi arar. onu bulduğunda ise korkmadan sonuna kadar gitmesi gerekir.

insan mutluyken mutlu olduğunu bilmez.

ilk anda olmasa bile, ilk on dakikada bir kadın, bir erkeğin kim olduğunu, en azından kendisi için ne anlama gelebileceğini, onu sevip sevemeyeceğini derinden sezer. bu sezdiği şeyi tam anlayıp bilmesi için biraz vakit geçmesi gerekir. bu vakit geçerken erkeğin yapacağı fazla bir şey yoktur.

mazlum olmak yetmez, haklı da olmak lazım. mazlumların çoğu saçmalık derecesinde haksızdır da.

kahramanlık düşü, mutsuzların tesellisidir.

bizimki gibi insana değer verilmeyen zalim bir ülkede inançları için kendini mahvetmek akılsızlıktır. büyük ilkeler, inançlar, onlar zengin ülkelerin insanları için.

fakir bir ülkede insanın inançlarından başka sarılacak hiçbir şeyi olmuyor.

dinciler kapı kapı dolaşıyorlar, takımlar halinde evinize misafir geliyorlar, kadınlara kap kacak, tencere, portakal sıkma makinesi, kutularla sabun, bulgur, deterjan veriyorlar, yoksul mahallelerinde hemen dostluklar, kadın kadına yakınlıklar kuruyorlar, çocukların omuzlarına çengelli iğneyle altın takıyorlar. oyunuzu allah'ın partisi dedikleri refah partisi'ne verin, diyorlar, başımıza gelen bu yoksulluk, bu sefalet allah'ın yolundan uzak düştüğümüz içindir, diyorlar. erkeklerle erkekler, kadınlarla kadınlar konuşuyor. gururu kırık, öfkeli işsizlerin güvenini kazanıyorlar, akşam tencerede ne kaynatacağını bilmeyen işsiz karılarını sevindiriyor, sonra yeni hediyeler vaat edip kendilerine oy vermeye yemin ettiriyorlar.