6.03.2009

şaka

milan kundera

her zaman basit, dürüst bir insanın özlemini çektim. bir numaracı, bir züppe değil.

plutarkhos: rastgele bir davranış ya da söz, basit bir şaka, bir kişiliği çoğu kere en kanlı savaşlardan, en unutulmaz kuşatmalardan daha iyi tanıtır.

insanlara sevinç aşılamaya çalışanlar, çoğunlukla en kasvetli kişilerdir.

çarpık bir değerle gerçek yüzü ortaya çıkmış bir hayal aynı acınacak görünüştedir, birbirlerine benzerler, ikisini birbirine karıştırmaktan kolay şey yoktur.

iyimserlik insan türünün afyonudur.

hayatın en önemli anlarının dönüşü yoktur. insanın insan olabilmesi için bilinçle kaçınılmaz yoldan geçmesi gerekir. sunulan kadehi son damlasına kadar içmelidir. en önemlisi de hile yoluna sapmamaktır. görmezlikten gelmemelidir kaçınılmazı. çağdaş insan içtenlikten yoksun. engellerin çevresini dolanmak, bedelini ödemeden hayattan ölüme geçmek için uğraşır durur. halk adamı çok daha doğru. en önemli anların sonuna kadar şarkı söyleyerek gider.

insanlar, cenaze ve evlenme törenlerinden asla vazgeçmezler.

kadında, ne anlama geldiğini, nasıl biri olduğunu değil neden bana ilgi gösterdiğini, benim için ne demek olduğunu önemserim. onda, ikimizin karşılıklı kişiliğine bağlanırım.

"sorarım size aziz dostum:
neden bu yiğit delikanlı bu namuslu kızla
evlenmeyi istiyor
çiçeği için mi, yoksa meyvesi mi dilediği?"

"herkes bilir, açar bütün güzelliği

bütün parlaklığıyla bir çiçek
yürekleri ferahlatır
ama solar çiçek de
ve ardında meyvesi kalır
nişanlımızı çiçeği değil meyvesi için isteriz
çünkü meyvesindedir umudumuz"

insanın gerçeği isteklerinin ya da idealinin hamurunda yoğurmak gibi akıl almaz bir eğilimi vardır.

pek çok kişi, birleşmeden sonra kafaca da beraberliği sağladıklarını zanneder. bu yanıltıcı inanç onları kolayca başka bir yanılgıya sürükler: kendiliğinden senli benli olma hakkını kazanmaya.

insanlar kendiliğinden kimseyi bağışlayamazlar; buna güçleri yetmez.

yarını düşünüp meraklanmayınız; çünkü yarın, kendine düşeni nasılsa yerine getirecektir. her günün derdi kendine yeter.

insanlar birtakım değerlerin kölesidir. biri onlara şöyle ya da böyle olmak gerektiğini söylemiştir; ne olduklarını, ne olabileceklerini ölüm döşeğine kadar öğrenemeden verilen örneğe uygun yaşar giderler. aslında hiç kimse değildir böyleleri; belirsizlik, sis, kaos içinde yuvarlanırlar.