6.01.2010

yolcu

hermann hesse

sebat, yolcuyu esenliğe kavuşturur.

bir tez ne kadar sivri ve ödün vermez biçimde dile getirilirse, kendi antitezini davet edişi de o kadar kesinlik taşır.

gençler için büyük adamlar, dünya tarihi pastasının içindeki kuru üzümler gibidir.

çünkü bir büyüyü içerir her başlangıç
tutar elimizden, kol kanat gerer yaşamımıza

şansın ne mantık, ne ahlakla ilgisi vardır; özünde bir büyüselliği içerir şans; insanlığın çok gerilerdeki gençlik döneminden kalmadır.

dindar biri için ruhani bir alayın yağmur altında yürüyüşünde bile bir kutsallık vardır; bir şölen sofrasında yenen dibi tutmuş yemekler bile onun içindeki coşkuyu silip atamaz.

insanın yorgun düşüp de uyuyabilmesi, uzun süre taşıdığı bir yükü sırtından atabilmesi eşi bulunmaz, harikulade bir şeydir.

bir gerçek var, sevgili dostum. ama senin şiddetle arzuladığın öğreti, o mutlak, mükemmel, insanı bilgeliğe ulaştıracak tek öğreti, bu yok işte. mükemmel öğretiyi bırakıp kendini mükemmelleştirmeye bakmalısın. tanrı senin içindedir, kavramlarda ve kitaplarda değil. gerçek yaşanır, öğretilmez. kavga ve savaşlara hazırlamalısın kendini. gördüğüm kadarıyla, savaş başladı bile.