11.01.2010

zina

marquis de sade

erkeklerin bir suç olarak gördükleri zina; yaşamımızı elimizden alarak cezalandırmaya cüret ettikleri zina, bir hakka doğanın sahip çıkmasıdır, bu tiranların kaprisleri bizi asla bundan yoksun bırakamaz.

benim şehvetperestliğim kocamı hiç ilgilendirmez; günahlarım kişiseldir. bu sözümona şerefsizlik bir yüzyıl önce işe yarardı; bugün ise bu kuruntudan vazgeçildi ve kocam benim hovardalıklarımdan, benim onun hovardalıklarından lekelendiğimden daha fazla lekelenmiş değildir. tüm dünyayla düzüşebilirim ama onun onuru en ufak bir yara almış olamaz! bu sözümona hasar bir masaldır, böyle bir şey imkansızdır. durum şudur: kocam ya kaba, kıskanç biridir ya da nazik bir insan; ilk varsayımda, yapabileceğim en iyi şey onun bu tavrından intikam almaktır; ikinci durumda, ona acı veremem; çünkü zevk almaktayımdır, eğer namuslu biriyse o da mutlu olacaktır. taptığı kişinin mutluluğunu görmekten zevk almayan kibar biri olamaz.

kızlık zarı gibi saçma bağlarla kendilerini doğal eğilimlerine teslim etmekten kaçınan, hamilelikten ya da eşine hakaret etmekten, daha da beteri, onun şanına leke düşürmekten çekinen kadınlar pek saftır! sen gördün eugénie, evet, böyle kadınların ne kadar enayi olduğunu hissettin, hem mutluluklarını hem de yaşamın tüm zevklerini en gülünç önyargılarla nasıl alçakça kurban ettiklerini gördün. ah! düzüşsünler, zarar görmeksizin düzüşsünler! biraz sahte şeref, ciddiyetten uzak dini umutlar onun gösterdiği fedakarlıkların verdiği zararı telafi edecek midir? hayır, hayır, erdem, ahlaksızlık, tabutun içinde hepsi birbirine karışır. birkaç yılın sonunda, kamu birilerini daha fazla yüceltirken ötekileri mahkum mu eder? yoo! hayır, bir kez daha hayır! o zavallı, zevk almadan yaşamış olarak son nefesini verir, ne yazık ki, telafisi imkansızdır artık.

insanın tek bir aşığı bile olsa özgürlüğünü kaybeder; oysaki kadın dilediğinde her gün tekrarlanan onlarca hovardalık sahnesi biter bitmez, aşıklar gecenin sessizliğinde yok olurlar. evli olduğum 12 yıldan beri kendimi belki de on ya da on iki binden fazla kişiye düzdürdüm.. aşıkları olan bir kadın ise daha ikincisinde kaybederdi.

tüm kadınların arzularımıza boyun eğmesi gerekiyorsa, onların da kendi arzularını büyük ölçüde tatmin etmelerine kesinlikle imkan tanımamız gerekir; bizim yasalarımız bu konuda onların ateşli mizacını desteklemelidir, hem onurlarını hem de erdemlerini, bizden daha bolca sahip oldukları eğilimlere direnmelerine yol açacak doğaya aykırı güç içine yerleştirmek saçmadır; ahlakımızdaki bu adaletsizlik öylesine apaçık ortadadır ki, hem baştan çıkararak onları zayıf kılmaya, hem de onları düşkünlüğe itmek için yaptığımız tüm çabalara kendilerini teslim ettiler diye cezalandırmaya rıza gösteririz. törelerimizin tüm saçmalığı, bana kalırsa, bu hakkaniyetten uzak canavarlıktadır ve bu töreleri en katışıksız hale dönüştürmeye duyduğumuz aşırı ihtiyacı bu açıklamalarla bile hissedebiliriz. sefahat zevklerinde bizden daha şiddetli hazlar alan kadınlar, tüm evlilik bağlarından, utancın tüm sahte önyargılarından kesinlikle bağımsızlaşmış, doğal haline dönmüş olarak bu sefahate kendilerini dilediklerince bırakabilirler; yasalar onların istedikleri kadar erkeğe kendilerini teslim etmelerine izin vermelidir; her cinsten ve vücudun her yerinden zevk almak erkekler için nasıl serbestse kadınlar için de serbest olmalıdır; ve arzulayan herkese kendini teslim etme özel şartıyla, kendilerini tatmin etmeye layık gördükleri herkesten de yararlanma özgürlüğüne sahip olmaları gerekir.