31.07.2009

uzun lafın kısası

jorge semprun:
 bilgeliğin doruğu, peşlerinden koşarken gözden kaybetmeyecek kadar büyük düşlere sahip olmaktır.

vasili grossman: faşizmin en büyük düşmanı insandır.

chamfort: hiçbir değerli insan yoktur ki kırk yaşından sonra biraz olsun insanlardan nefret etmeye başlamasın.

gandhi: insanın kendi meşru ihtiyaçlarının çok ötesinde servet sahibi olması hırsızlıktır.

liam o'flaherty: yoksullar kuşlara benzer. yavrularına yiyecek toplamak için şafakla birlikte yola düşerler.

jeremy clarkson: suyun üzerinde yürümeye çalışırsanız batarsınız. öldüğünüzde ise yeniden dünyaya gelemezsiniz. her şey bu kadar basittir.

marquis de condorcet: filozofların aydınlatmadığı toplumu şarlatanlar aldatır.

margaret atwood: hepimiz zaman içinde sıkışıp kalmışız, kehribara hapsedilmiş sineklerden çok -o denli sert ve berrak bir hapishane değil bizimkisi- şeker pekmezine yapışıp kalmış fareler gibiyiz.

louis aragon: insanın günü gününe uymaz; bugün zenginlikler içinde yüzer, yarın sefaletin koynundadır.

balzac: acılarını belirtmelerine engel olan bir utanç vardır soylu ruhlarda. bunları haz dolu bir acımayla sevdiklerinden gururla gizlerler.

lou andreas-salome: inan bana, dünya sana armağanlar sunacak değildir; yaşanacak bir hayatın olsun istiyorsan bu hayatı çalacaksın.

nilgün marmara: hayatın neresinden dönülse kârdır.