12.10.2008

bir yanılsamanın geleceği

sigmund freud


tüm insanlarda yıkıcı, dolayısıyla toplum ve kültür karşıtı eğilimlerin bulunduğu ve insanların büyük bir bölümünde bu eğilimlerin insan toplumu içindeki davranışlarını belirleyecek derecede güçlü olduğu gerçeği hesaba katılmalıdır. her birey gerçekte bir uygarlık düşmanıdır. uygarlık bireye karşı korunmalıdır ve uygarlığın kuralları, kurumları ve buyrukları bu amaca yöneliktir.

dış zorlamanın yavaş yavaş içselleşmesi insan gelişmesinin seyriyle uyum gösterir; çünkü özel bir zihinsel yapı, insanın üstlendiği bu görevi üstlenir ve kendi emirleri arasına katar. her çocuk bize bir dönüşüm sürecini izleme olanağını sunar. ancak bu yolla çocuk ahlaki ve toplumsal bir varlık olur. üst benliğin bu türden bir güçlenmesi, psikoloji alanında en değerli kültürel varlıktır. içlerinde bu güçlenme gerçekleşen kişiler, uygarlığın karşıtları olmaktan çıkıp uygarlığın araçları haline dönüşürler.

insan, en erken çevresindeki kişilerden, onları etkileme yolunun onlarla ilişki kurmaktan geçtiğini öğrenmiştir. böylece çok sonraları bile, karşılaştığı her şeye, aynı amaçla o insanlara olduğu gibi davranır.

dinsel düşünceler, dış veya iç gerçekliğin, kişinin henüz kendisi tarafından keşfedilmemiş yönleri hakkında bir şeyler söyleyen ve kişinin inancını gerektiren olguları ve koşulları hakkındaki öğreti ve iddialardır. bize, yaşamda bizim için en önemli ve ilginç olan şeyler hakkında bilgi verdiklerinden özellikle üstün tutulurlar. bunlar hakkında hiç bilgisi olmayan bir kişi pek cahildir; ama bilgi dağarcığına bu düşünceleri katmış olan kişi kendisini çok daha varlıklı sayabilir.

din sorunları söz konusu olduğunda, insanlar mümkün olan her türlü üçkağıtçılığa ve entelektüel cambazlığa girişirler. koca dünyada insanların oynadığı küçük rolü alçak gönüllülükle kabul edip daha aşırıya kaçmayan kişi, umulanın aksine sözcüğün gerçek anlamıyla dinsizdir.

cinayet veya ensestten kaçınan ama hırslarının, saldırgan dürtülerinin veya cinsel ihtiraslarının doyumundan kendilerini yoksun bırakmayan ve diğer insanları karşılığında ceza görmedikleri sürece yalan, hile ve iftirayla incitmekte bir an bile tereddüt etmeyen sayısız uygar insan vardır.

her çağda ahlaksızlığın dinden aldığı destek, ahlakın aldığından az olmamıştır.