18.06.2009

veba

elias canetti

bir veba salgınının en iyi tasviri, bunu kendisi de çekmiş ve iyileşmiş olan thukydides tarafından yapılmıştır. thukydides'in çalışmasında bu fenomenin temel bütün yönleri özlü ve doğru bir biçimde bulunur:

"insanlar sinek gibi öldüler. ölenlerin bedenleri birbirinin üstüne yığılmıştı; sokaklarda sendeleyerek yürüyen ya da susuzluktan yanarak çeşmelerin etrafına üşüşen yarı ölü yaratıklar görülebilirdi. sığındıkları tapınaklar, orada ölmüş insan cesetleriyle doluydu. kimi aileler yaşadıkları felaketin ağırlığının altında öylesine ezilmişlerdi ki ölülerin arkasından alışıldık ağıt yakma adetinden fiilen vazgeçmişlerdi. eskiden beri görülen bütün cenaze törenleri artık karmakarışık olmuştu; yine de ölüleri ellerinden gelen en iyi biçimde gömmeye çalışıyorlardı.

ailelerinde zaten çok sayıda ölüm olduğu için gömme işlemi için gereken araçlardan yoksun bulunan pek çok insan, en utanmazca yöntemleri benimsediler. başkalarının, ölülerini yakmak için hazırladığı odun yığınına ilk onlar varır, bu yığının üstüne kendi ölülerini koyup ateşe verirler ya da yanan başka bir odun yığını bularak taşıdıkları cesedi diğerinin üstüne atıp giderlerdi.

ne tanrı korkusunun ne de insanların koyduğu yasa korkusunun kısıtlayıcı bir etkisi vardı. tanrılara gelince, insan iyilerle kötülerin ayrımsız öldüklerini görünce, onlara ibadet etse de etmese de fark etmez gibi görünürdü. insanların yaptığı yasalar karşısındaki suçlara gelince, hiç kimse mahkemeye çıkarılıp cezalandırılacak kadar uzun yaşamayı beklemiyordu; bunun yerine herkes kendisine çok daha ağır bir cezanın zaten verildiğini, bu ceza her an infaz edilebileceği için, o an gelmeden önce hayattan biraz zevk almanın doğal olduğunu düşünüyordu.

hastalara ve ölenlere en çok acıyanlar, kendileri de bu salgın hastalığa yakalanıp iyileşmiş olanlardı. bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorlardı. ayrıca kendilerini güvencede hissediyorlardı; çünkü hiç kimse hastalığa iki kez yakalanmıyordu, yakalansa da ikinci atak asla öldürücü değildi. bu gibi insanlar her taraftan göklere çıkarılıyordu ve kendileri de iyileştikleri zaman öylesine bahtiyar oluyorlardı ki artık başka hiçbir hastalıktan ölmeyeceklerini safça hayal ediyorlardı."