5.03.2019

lüzumsuz bir adamın günlüğü

turgenyev

aşk bir hastalıktır ve hastalık kural tanımaz.

anlık duygu boşanımları meyan kökü gibidir; içersiniz, tadı fena değildir; ama sonrasında ağzınızda berbat bir tat bırakır. yalın ve sakin bir biçimde hayat hikâyemi anlatacağım.

yalan en az hakikat kadar yaşamın parçasıdır, belki daha bile fazla.

o zaman ilk aşkın ateşi içindeydim. tanışmamızın üzerinden iki hafta bile geçmemişti. o tutkulu ve yoğun tapınma halinde, tüm ruhunuz masumca ve bilinçsizce sevdiğiniz varlığın her hareketini izlediğinde, ona hiçbir zaman doyamadığınızda, sesini yeterince dinleyemediğinizde, nekahat dönemindeki bir çocuğun görünüşüyle gülümsediğinizde, hayatta azıcık tecrübesi olan biri bile derdinizin ne olduğunu ilk bakışta anlar.

münzevi ve ürkek insanların talihsizliği -gururları onları ürkek yapar- şudur ki, gözlerini dört açmalarına karşın hiçbir şey göremezler ya da gördükleri halde boyalı gözlüklerle bakıyormuşçasına her şeyi yanlış görürler. kendi fikirlerinden ve kendi gözlerinden her seferinde çelme yerler.

bizim gibi bozkırda yaşayan zavallı insanları büyülemek yüksek zümreden gelenler için her zaman kolay olmuştur.

ben aşağı yukarı otuz yıl önce saygın toprak sahiplerinin oğlu olarak doğdum. babamın kumar tutkusu vardı; annem kişilikli bir kadındı, oldukça erdemli bir kadın. yalnız bu kadar mükemmel bir ahlaka sahip ama bu kadar mutsuz bir kadın görmedim. erdemlerinin yükü altında eziliyordu, kendi dahil herkese hayatı zindan ediyordu. elli yıllık yaşamı boyunca bir an olsun dinlenmedi ya da elleri kucağında oturmadı; bir karınca gibi telaş ve koşturmaca içinde didinip durdu -tamamen boşu boşuna; tabii bu, karıncalar için söz konusu değil. huzursuzluk kurdu gece gündüz içini kemirdi. onu sadece bir kez tamamen sakin gördüm, o da tabutunda, ölümünden sonraki gün. ona baktığımda yüzünde yenik bir şaşkınlık ifadesi görüyordum; aralıklı dudakları, sarkık yanakları ve uysal bakışları şöyle diyordu: "ne güzel şey huzurlu olmak!" güzel tabii, nihayetinde yaşamın bezdiren anlamından, var olmanın daimi ve amansız farkındalığından kurtulmak güzel şey! aslında ikisi de birbirinden beter.