24.01.2009

kehanet

albert caraco

bütün ahlaki otoritelerin desteğiyle ölüme gidiyoruz. tüm dinsel otoritelerin onayı ve cezalandırmasıyla evrensel ölüme doğru gidiyoruz, hiçbir şey bunu engelleyemez. geleneklerimiz bizim ölüme yönelmemizi son derece onaylıyorlar, çıkarlarımızla denk olan değerlerimiz de bizi aynı yöne itiyor. bundan daha uyumlu bir onay asla görülmedi.

yeryüzü, kurban edilen insanların sunağı oldu. başı dönen, serseme dönmüş insanlık kendini feda etmek için bu sunağa çıkarken, düzenbazlığı duyuran bir avuç insanı ayakları altında çiğniyorlar. çok geç olduğunun farkındayız artık ve bu dünyadaki her fedakarlığın bir düzenbazlık olduğunu biliyoruz; hem de en dikkate değer düzenbazlık. ama bunu tam yok olacakken öğrendik.

yitik kitle kaosun eseridir, o kaostur ve kaosa geri döner. bu kitlenin ölümüne ağlayacak değiliz; çünkü o gölgeler ordusudur ve kavruk kalmış, gelişememiş gölgelerin ancak ikircikliğin bağrında sahte bir yaşamı olabilir, hepsi bu. dinler bu gölgeler için yapılmıştır. onların iğrençliklerine, aşağı kalmışlıklarına tesellidir dinler; ama onlar bu iğrençliği sürdürmeye devam ediyorlar.

erkekler döllemeye devam edecek, kadınlar doğurmaya ve yitik kitleyi beslemek için her şey kullanılacak, gelecek ipotek altına alınacak.

şu anki insanlığın yalnızca küçücük bir parçası olacak soydaşlarımız, güzelliği bir anıdan başka bir şey olmayan talan edilmiş bir dünyayı miras alacaklar. bunu onarmak yüzyılları bulacak. doğumu sınırlandıracaklar ki toprak dinlensin, sular temizlensin, bu ökümen'i zorla kirletmeye ya da ökümen'in yasalarından tanrılar aramaya niyetlenmeyeceklerdir. bu gerçekliği aşkınlığın yanılsamasına kurban etmeyeceklerdir. yeryüzüne sadık kalacaklar ve gökyüzünü onu onaylamaya mecbur edeceklerdir.

salaklıkları ve delilikleri nedeniyle hak ettikleri felaket alçakların eğitileceği tek okuldur.

dünyayı ahlaksızlık kurtaracak. dinlenme ve gevşeme, her türden fedakarlığın reddi ve militan erdemlerin terk edilmesi, saygın olarak nitelediğimiz her şeyin küçümsenmesi ve uçarılığa rıza göstermek kurtaracak. erkekliğin bizi götürdüğü ve asla geri dönülmeyecek kabustan bizi dişilik kurtaracak; çünkü erkek ölümün eşidir ve ölüm erkeğin yoluna yordamına öncülük eder.

zengin ülkelerin refahı, dünya mutlak bir felakete gömülürken, sonsuza dek sürecek değildir ve dünyayı bu felaketten çekip çıkarmak için çok geç olduğundan, zengin ülkelerin yoksulları yok etmek ya da kendilerinin de yoksul olması dışında bir tercihi olamayacaktır. onlar da kaostan ve ölümden kaçamayacaklardır. tabii eğer en barbar çözümde karar kılmamışlarsa.

tekrar tekrar başlayan bir kavrukluk ve başarısızlık içinde hayatta kalmaktansa telafisi imkansız olan şeyi tercih ederiz biz.

felaketten sonra, şimdiki insanlığın küçücük bir bölümü olacak soydaşlarımız, su kaynaklarını ve ağaçları kutsayacaklar, toprağı gökle evlendirecekler, kurban etme fikrini iğrenç bulacaklar ve aşkınlık fikrini kutsallığa hakaret sayacaklar. vahiyli dinlerin ortadan kaldırdığı her şeyi -kutsal fahişelik ile ritüel birlikteliği, üreme kültü ile sembollerine tapınmayı, kutsal evlilikler ile saturnus şenliklerini- yeniden oluşturacaklardır. insanı, olması gereken şey değil, olmaktan vazgeçtiği şey olarak göreceklerdir. peygamberlik yanılsamalarına yeniden düşmeyeceklerdir. kusurlu bir otomatı kusursuz kılmaktan vazgeçeceklerdir. tinselliğin çoğunluğun nasibi olmadığını ve sözde vahyedilmiş dinlerin yaptığı gibi, aynı öğretiyi herkese iletmenin hata olduğunu kavrayacaklardır.

insanlar toprağa sahip olmak için savaşıyorlardı, yarın suya sahip olmak için birbirlerini gırtlaklayacaklar. havamız kalmadığında, harabelerin ortasında soluk alabilmek için boğazlayacağız birbirimizi.

gelecekte, tek uz görüşlülerin anarşistler ve nihilistler olduğu söylenecektir. yürüyen sağırlar ile militanlık yapan körler arasındaki aklı başında ve duyarlı son insanlar anarşistler ve nihilistlerdir.

anarşistler ve nihilistler her şeyi kökünden süpürmek istiyorlardı ve gelecek onlara hak verecektir. ama düzen var olduğu sürece onları eziyor ve ezecek. yıkıcılıktan bizi koruyan ve koruyacak düzen; ama kaosun ya da ölümün yıkıcılığından değil, kaosa ve ölüme doğru safları sıklaştırarak yürümemizi emrediyor bize; yan yana, görev adımlarıyla ve yakında kana bulayacağımız gecenin içinde.

yüzyılın gayri insaniliği giderek artacaktır ve vaazlar da bu niteliği değiştiremeyecektir. insanlar boş yere tapınaklara koşturuyorlar. ortak ölümün gölgesinde, tapınaklar sonunda müminlerin başına çökecektir.

bizim dinlerimiz insan türünün kanseridir. ancak ölerek bu kanserden kurtulabiliriz. dinlerimiz yok olsun diye ölüyoruz. felaket, rahipleri cemaatleriyle birlikte yutacaktır. harabelerin ortasında insanlıktan sağ kalacak olanlar, ayakta kalan taşlara saldıracaktır.