4.01.2009

how i met your mother

eskiden kadere inanırdım. simitçiye gidip kuyrukta en sevdiğim romanı okuyan ve tüm hafta dilime dolanan şarkıyı fısıldayan kızı görüp şöyle derdim kendi kendime: "belki de doğru kişi budur." ama şimdi "kahpe karı son kepekli simidi kapacak." diyorum. *

kız arkadaş, tıpkı grip olmak gibidir. yatakta geçen birkaç haftadan sonra vücuttan atılır.

hayatımın hangi köşesine baksam çıkmaz sokak gibi.

aşk, sabır ve şefkattir. aşk, kıskanmaz veya böbürlenmez. kibirli veya kaba değildir. aşk kendi yolunu dayatmaz. alıngan veya kırgın değildir. aşk her şeye uygundur, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye tahammül eder.

bence çoğunlukla hayattan ne istediğinizle ilgili dürüst olursanız hayat onu size veriyor.

bir kadının göğüslerini hafızandan çıkartamadıkça o kadını unutamazsın. bu bilimsel bir gerçek. ortalama bir erkek beyni, sadece sınırlı sayıda göğüs görüntüsünü ya da sütyeni depolayabilir.

beysbol, striptizciler ve silahların yardımı olabilir ama gönül yarasını iyileştiren tek şey gerçekte zamandır.

güzel bir kadına kendine güveni olmayan sevimsiz biri gibi hissettir ve senin oyuncağın olsun.

bir şeyi çok istemek başarının düşmanıdır.

ilişkiler adeta bir otoban gibidir. otobanlarda da çıkışlar vardır, ilişkilerde de. ilk çıkış altı saat içindedir: tanışırsınız, konuşursunuz, sevişirsiniz, o duştayken çıkıştan saparsınız. bir sonraki çıkışlar; 4. gün, 3. hafta, 7. ay.. daha sonra 1,5 yıl, 18 yıl ve son çıkış ölümdür. eğer hayatın boyunca aynı kadınla berabersen sürekli "hâlâ gelmedik mi?" kıvamında dolaşırsın.