1.03.2018

çil

özdemir ince

bir kadın. gebe. bırakılmış boğulmak için balkonda. "neden?" denir de, anlatmaz. muslin giysiler giyer, çivitler beyazları, naftalinler. o kıpırtılı ot yığınında gizli bir saat kulesi var anlaşılan. ikide bir irkilmesinin. kocamışları göçer kentin, uğurlar uray başkanı dış kapıdan, mühürlenir dükkanlar ve gider icracı.

gelir bir oğlan kapıya tavus perçemli. is ve tarçın kokar. saklar yüzünü, geçer bir elinde kapı tokmağı. penceresi eskimiş, yusufçuk yuva yapmış, yitmiş kiremitleri. ev gibi.

sırası mıdır artık bilmem düşünmenin inci çiçeklerini, rahat rahat yetmiş dördünü aşmış büyükanneyi?