1.07.2015

troya'da ölüm vardı

bilge karasu

siz kadınlar bir şeye bağlanınca kusurları mil olup gözünüze çekilse gene de görmezsiniz.

öleceğimizi bilmeliydik. bileti üç saat önce aldım. durmadan ölümler içinde ufalanır dururdum, öyle kaldım. her ölümden sonra daha yoksul, her ölümü daha doğumunda hazırlayarak, sürükleme içinde, sürüklendiğimi bile bile, ölümü en kısa gönenç içinde bile beklemek. dost, ölümdedir. bileti birkaç saat önce aldım. ama dünden beri, aldığımı söylüyordum. ölüm gerek bana. varsınlar evlensinler. ölümü ararım ben. ayrılık öncesi aksar her zaman. boş boş bakılır dolu gözlerin içine. sırıtılır, el sıkışılır, sigara içilir. üst üste. aynı şeyi yapar dururuz, aynı hareketi, aynıyı yenilemektir elimizden gelen. iki saat önce yabancılar karıştı aramıza, tren kalkıncaya değin ayrılmadılar. onlar ayrılmadı, onlar kaldı, ben gittim. yabancıların yanında büsbütün yabancılaştık. sırıtıldı, el sıkışıldı, sigara içildi. tiksindim. ayrılmadık, ayırdılar. hepsi sevinç içindeydi. kimse kimseyi kıskanmıyordu. ben kıskandım. bahar havasında vagonların penceresi açılır. içeriye ölüm esiyor. yenisi, yenilenecek olanı. baharın mavisinde ölmeliyim.

tanrıya giden tek yol aşktan geçer.