31.07.2015

uzun lafın kısası

şükrü erbaş: hiçbir sevgi tutsaklıkta yeşermez. eşitlik özgürlük ister.

andre malraux: insan dediğin nedir ki? küçük, acınacak bir gizler yığını. insan bir rastlantıdır ve temelinde dünya, unutulmuşluktan yaratılmıştır.

alexandre dumas: tüm vahşi yapılı insanlar güçlü bir eylemi beğenmeye yatkındırlar.

bertrand russell: olağanüstü bir karar verme yetisine sahip kimseler dışında, insanların çoğu, emirler sert olmamak koşuluyla, kendilerine günün her saatinde ne yapacaklarının bildirilmesinden hoşlanırlar.

christine arnothy: sağcılar, her türlü iktidarın kıçını yalayan insanlardır.

erik orsenna: tek konu takıntılarına şükürler olsun! ister cinsellikle, ister pulculukla, ister başka bir şeyle ilgili olsun, tek konu takıntısı sizi olmayacak yerlere götürür, çoğunlukla sarsıcı şahsiyetlerle tanıştırır.

lucrezia borgia: sanatları sevmek, düşüncenin yapıtlarını sevmek, sevdiklerimizi sevmek; dünyada budur yalnız büyük olan.

jean jaures: bugünkü devlet büyük bir patrondan başka bir şey değildir; ücret ve rekabet yasalarına bağlanan, onları uygulayan kocaman bir patron.

konfüçyüs: bir insan uzağı düşünmezse, yakın bir zamanda kesinlikle üzüntüyle karşılaşacaktır.

oscar wilde: çocuklar hayata ana babalarını severek başlar, zamanla onları eleştirir ve nadiren affederler.

sadi şirazi: mutlu, yiyen ve eken; mutsuzsa ölüp ardında bırakan kişidir.

mehmet eroğlu: hiç tanrı'ya inandın mı? her şeyden, bir parça da olsa, o da sorumlu değil miydi? kutsal kitapların hepsinde "öldürme" diyordu; ama tanrı adına öldürülenler kadar çok insanoğlu öldürmeyi başaramadı kimse.