vedat türkali
hoca islamın şartını sormuş, "ikidir" demiş köylü; "köylüler çalışır, şehirliler yer!"
yakaladıkları balığın dişi mi erkek mi olduğunu tartışmaya tutuşmuş birileri. anlaşamayınca balıkçıya sormuşlar; o da bir şey diyememiş. karşıki paşa konağının aşçıbaşısını salık vermiş; "çok balık pişiriyor; bilirse o bilir." demiş. gittikleri aşçıbaşı da içinden çıkamayınca, "paşa hazretlerine soralım!" demiş. "paşa balıktan anlar mı?" demişler. "o da ağnamaz emme, onun dedüğü dedüktür." demiş.
çok ağır bir boğaz iltihabı geçirdim akşehir'de o yıl. bir acemi doktorun, kaslardan yapılacak "prontozil" adlı iğneyi damardan yapmasıyla komaya girdim. konya'daki asker hastanesi'ne gittiğimde, uzman doktor, "hayatta kaldığına şükret!" dedi, olayı duyunca. kesinlikle damardan yapılmazmış o iğne. iki ay hava değişimi verdiler.
"kapitalist, kendisinin asılacağı ipi satan adamdır."
ünlü fıkra gelir aklıma: kendini yem sanıp tavuk görünce kaçacak yer arayan adamı iyileştirmişler. taburcu olurken "iyileştim doktor, demiş. ben biliyorum yem olmadığımı da, tavuk da biliyor mu acaba?"
gerçek vatanseverler vatan haini sayılıp sırasında öldürülüyor, ülkemizi yabancılara, amerikalılara haraç mezat devredenler vatansever diye dolaşıyor bugün türkiyemizde.
iktidara ulaşmanın biçimini -demokratik seçim yolu da içinde-, her ülkenin kendi tarihsel koşulları belirler. çıkış biçimi özgün fidel castro, halkınca bağrına bastırıldığı için başarmıştır. başına ödül konarak aranırken dağda kendini yakalayınca adını söylememesi için uyarıp kurtulmasını sağlayan yüzbaşı, salt kendinin değil, küba halkının da isteğini yerine getirmişti. aynı yolun simge kahramanı che guevara, halkını kazanamadığı bolivya dağlarında, emperyalist güçlere en aşağılık pazarlıkla satılmıştır. yiğit bireyleri, yanlarına alarak savaştıkları yığınlar değerlendirir.
yıkılıp giden hiçbir sınıfın diretmeden boynunu ipe uzattığını tarih yazmıyor. tarihin en karanlık egemen sınıfı, kapitalist emperyalizm, "benden sonra tufan!" kafasıyla insanlığı bir anda yok edebilecek nükleer silah gücüyle donanımlı bugün.
beyaz saray'ın ünlü teorisyeni, polonyalı brzezinsky, "dünyamızı tehdit eden en büyük tehlike milliyetçilik duygularıdır." sözünü boşuna söylemiyor demek.