2.06.2011

sonuncu

tahsin yücel

bir zamanlar kimi insanlar yaratır, kimi insanlar da onlara öykünerek bir yerlere gelirlerdi. sonra ortada olanı, herkesin gördüğünü yazma yaklaşımı geldi. son zamanlarda da kendinden hiçbir şey katmadan başkalarını yineleme akımı başladı.

pascal: felsefeyle alay etmek gerçekten felsefe yapmaktır.

yaratıcı bir insansan, olmayacak bir düşten, tutarsız bir düşünceden, sıradan bir görüntüden, kısacası her şeyden bir kitap çıkarabilirsin; hem de çok özgün ve çok düzgün bir kitap.

tüm gerçek yazarlar tek bir kitap yazarlar: balzac da, proust da, tolstoy da tek bir kitap yazmıştır gerçekte, montaigne de, kant da, nietzsche de.

chateaubriand: hafıza çoğu zaman budalalığın hususiyetidir.

gerçek şu ki, basılmamış kitap kitap değildir. bir kitaba gerçekten kitap denilebilmesi için basılmış olması gerekir. kitabı basılmamış yazar da yazar değildir. dostoyevski "insancıklar"ın yayımlanmasından sonra yazardır ancak, marx da "kutsal aile"nin yayımlanmasından sonra. yayımlanan her kitap da yazar yapmaz adamı.

voltaire: peşin hüküm, muhakemeden mahrum bir kanaattir.

gerçeğin mantığa gereksinimi yoktur; ama uydurmacılar uydurduklarının mantıklı görünmesi için ellerinden geleni yaparlar; her zaman da başarılı olurlar.

"bilinç olmayan yerde devrim olmaz."

kimi zaman insanlar kendi yurtlarında, hatta kendi mahallerinde, burunlarının dibinde bulunan benzersiz şeyleri görmeyebiliyor; görseler de değerinin ayrımına varmayabiliyorlar.

pascal: başımıza ne bela gelirse, tek bir şeyden, rahat rahat evimizde oturamamaktan geliyor.

saint-exupery: sevmek birbirine bakmak değil, birlikte aynı yöne bakmaktır.

montaigne: filozofların en büyüğünün kendinden daha çok ele aldığı ne vardır? izleyicileri kendilerinden, kitaplarından çıkan derslerden, ruhlarının mevcudiyetinden ve hareketinden bahsetmeye değil de neye yönelir? yaratıcıya ve günah çıkarıcımıza, hatta protestanlar gibi cümle halka kendimizi anlatıyoruz. ama yalnız kötü taraflarımızı anlatıyoruz. öyleyse her şeyi söylüyoruz denilecektir; çünkü faziletimiz bile yanılmaya, pişmanlığa mahkumdur; benim işim ve sanatım yaşamaktır.

montesquieu: insanlara doğduklarında ağlamalı; öldüklerinde değil.

"tüm insanlar birbirleri hakkında söylediklerini bilselerdi koca dünyada dört dost bile kalmazdı."