21.08.2009

yazmak

john fowles

özel, zihinsel ya da kamusal ve edebi bütün yazılar, koşullu geçmiş ve gelecekten kaçma girişimidir.

imgeler özünde faşisttir. çünkü ne kadar belirsiz ve bulanık olursa olsun, gerçek geçmiş deneyim hakikatin üstüne damgasını vurur; tıpkı harabelerle karşılaştığımızda arkeologlara değil de mimarlara başvurmamız gerektiği gibi. söz, işaretlerin en kesin olmayanlarındandır. yalnız bilimi kafasına takan bir çağ, sözün kesin olmayışının bir eksiklik değil de harika bir meziyet olduğunu anlayamaz.

gözümüz açıldığında gerçek tuzak, aslında hiç yaşamadığımızı fark etmemiz değildir pek. artık yazamayışımızdır. bunu yoksun olduğun şeyden var edersin, elinde olandan değil.

doğru dürüst yazılar, mesela burjuva olmayan yazılar hep politiktir.

sen ana mizansen travmasından yapıyorsun bunları. her zamanki gibi bu da yıkıcı bir intikam duygusu bırakıyor sende. her zaman olduğu gibi bunu eşit ölçüde abartılmış röntgencilik ve teşhircilikle ifade ediyorsun. çözümlenememiş travmanla baş edebilmek için tekrar tekrar yazmak ve yayımlatmak gibi sözde geriletici faaliyetlere girmenle de bilinen patolojiye uyuyorsun. aslında bu iki faaliyetten tamamen ve açıkça kendini geri çeksen daha sağlıklı bir insan olabileceğini söyleyebilirim.