10.08.2009

iyi dilekler ülkesi

hamdi koç

kimse kanserli bir hastayı hastaneye kaldırmayı kendine iş edinmez ama bir deliyi ya da eski bir deliyi bir yere kaldırmak, paketleyip depoya kaldırır gibi ya da kapatmak, herkesin şehvetle yerine getirdiği bir toplumsal görev, bir insanlık borcudur.

thomas hobbes: kanunun olmadığı yerde adaletsizlik de yoktur.

bu memlekette ses getirmek için faaliyetini ya magazine ya futbola ya da siyasete yaslayacaksın. bak o zaman herkes nasıl peşine düşüyor. bak o zaman nasıl önemli adam oluyorsun. bak o zaman kapının önü de posta kutun da nasıl doluyor. çünkü halkın başka bir duygusal kanalı kalmadı, mesaj alabileceği. bir de belki yunan ve hatta avrupa düşmanlığı üzerine çalışılabilir; bir milliyetçi damar bulup oradan çift şeritli bir yol açılabilir.

utanç, küçük adamların ödediği kefarettir.

nefret genelleme yapmayı öyle sever ki karşısında her zaman bir temsilci bulur; kolaylıkla bulur. inanç ya da nefret; hırs için ikisinden biri şarttır.

insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri izlendiğini bilmemektir.

her askerin içinde körce de olsa saldırıya geçme duygusu vardır; çünkü zekice bile olsa savunma yapmak insanın içindeki cesareti hızla tüketen bir durumdur.

ii. abdülhamit: bizde ne yapılırsa yapılsın muhakkak tenkit edilir.

"ehl-i dildir diyemem sinesi saf olmayana
ehl-i dil birbirini bilmemek insaf değil"

mutluluk insanı değiştirmez; ama mutsuzluk değiştirebilir.

gurur, bir düşmanda görmek isteyeceğin en son şeydir. gururlu düşman ölüm korkusunu yenmiş düşman demektir.

cihana bir daha gelmek hayal edilse bile
avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle

üslup her şeydir. bir yazarı yazar yapan şey üslubudur. üslup yoksa istersen allame-i cihan ol, palavrasın.

utançları silen yalanlar var. kendi kendilerine çalışıyorlar ve zaman verilince işe yarıyorlar. bir daha ağrı sızı hissetmiyorsun. hissetmeyince, sorun yok. çünkü çözüm yoksa sorunun da bir alemi yok. insan kendini bile silebiliyor; silip yeniden yazabiliyor.