31.05.2009

uzun lafın kısası

elsa morante: 
dünya, evrensel bilincin tapınağıydı; siz onu bir hırsız yatağına dönüştürdünüz!

george sand: geziye çıkınca en güç şey saf doğayı bulabilmektir; çünkü insanoğlu her yeri düzenlemiş, hemen her yeri bozmuştur.

kemal tahir: insanı aramayan, insanı bilmeyen toplumlarda özenti ile alınan her yeni sosyal müessese, işleri biraz daha karıştırıp berbat etmekten başka bir şeye yaramaz.

irvin yalom: kimsenin seyretmediği bir hayat yaşamaktan kötüsü olamaz.

jean-paul sartre: yazarın görevi, hiç kimsenin dünyadan habersiz kalmamasını ve bu yüzden kendisinin suçsuz olduğunu ileri sürememesini sağlamaktır.

jerome k. jerome: bir kediyi boş laflarla, bir köpeği kandırdığınız gibi kandıramazsınız.

marianne williamson: korkumuzdan kurtulduğumuzda, varlığımız, başkalarını da kendiliğinden özgürleştirir.

platon: oligarşilerde baştakilerden başka hemen herkes dilencidir.

nermi uygur: yüce esinlilere, din kurucularına, ermişlere dağ çölleri, ormanlar, mağaralar gerek; hiç olmazsa bir süre. sıradan insanlara azıcık hastane yeter.

sophokles: sadık bir dostu reddetmek, kendi kendimizi hayatın en aziz bildiğimiz bir parçasından yoksun bırakmaktır.

ayfer tunç: efendinin bokuyla bile gururlanmak sadakatin önemli bir göstergesidir.

joel bakan: her şeyin ya da herkesin mülk edilebildiği, manipüle edilebildiği ve sömürülebildiği bir dünyada eninde sonunda her şey ve herkes mülk edilecek, manipüle edilecek ve sömürülecektir.