2.08.2008

sevilen

elsa triolet

bütün düşüncelerinizin bir tek varlığa yöneldiğini ve sadece bu varlığın sizi mutlu kılmak, daha doğrusu, mutsuzluğu sizden uzaklaştırmak gücüne sahip olduğunu hayal edin bir an. bu durumda kim olsa umutlanır. sevilen varlığın tabii olarak söylediği tatlı bir sözden umuda kapılmak vardır; gelişigüzel bir bakışının sevgi dolu olduğunu sanıp umuda kapılmak vardır. aşkını gururundan gizliyor, dersiniz kendi kendinize ya da önceleri sevmiyordu ama şimdi seviyor dersiniz; o da olmadı, yarın mutlaka sever, dersiniz. tepeden tırnağa kulak kesilmişsinizdir artık: en sıradan cümlesinin altında bir gizli anlamlar uçurumu keşfedersiniz. sonra bir an gelir, öyle bir laf eder ki sevgili varlığınız, her şey, en ufak bir şüpheye yer kalmayacak şekilde yıkılır. umutsuzluk o zaman gelir işte ve karşınızdaki hiçbir zaman değişmemiş olduğu için, ne umudu anlar ne umutsuzluğu. kendisini, hep aynı kaldığı halde, niçin bazen sevimli ve cömert, bazen de zalim ve korkunç bulduğunuza şaşar sadece!