24.09.2008

mendilname

salah birsel

dersimizin adı: mendilname.

ilk yapılacak iş, sevgiliye ağzının sıkı olduğunu açıklamaktır. bunun için, mendilini sağ elinde topladıktan sonra onunla ağzını ört. bu, "söz bir, allah bir" ve de "aşkımız sır olsun" anlamınadır. bu pandomimadan sonra artık her kadına şahin kesilebilirsin, her güzelin burnunu, kulağını, el ve ayağını hacamat edebilirsin. bu arada sevgiliye "her ne buyurursan can ile baş üstüne" demen de gerekir. çünkü bu da "artık avcumdasın, borç olan malın benimdir" sözünün kibarcasıdır. bunu anlatmak için elindeki mendili başına götür, yetişir.

ünlü bilgidir, sevgiliye daha yakın durmak istediğinde mendili kalbinin üstüne bastırmalısın. bu da şu demeye gelir: "sevgin kalbimde yer etti, canım sana feda olsun." yalnız bunun da başka bir anlamı vardır: "sensiz dünya bana karanlık. buluşmaya ne dersin?" işin tuhafı, bu ikinci ve gizli teyeli erkekler kadar kadınlar da bilir. onun için bu işaretin hemen ardından başını mendille örtmen gerekir. bu da "korkma, kimse görmez" sözüyle eş anlamlıdır. bu durumda sevgilinin yapacağı kesin olarak saptanmıştır. o da mendilini havada sallayacaktır. çünkü o da "dolaş gel" demek istiyordur. ne ki, seninle şimdi değil de gece saat beşte buluşmayı murat etmişse o zaman da sol elinin beş parmağını sağ elindeki mendilin altına sokmalıdır.

bir de var ki, sen beşe kadar beklemeye takat gösterecek durumda değilsin; o zaman mendilinin iki ucunu iki elinde tutman meramını anlatır. bu işmarla da "bir sen, bir ben" demiş olursun ki bu da "sensiz ölüyorum, saat beşi bekleyemem" sözüyle aynı kapıya çıkar. bu durumda kadınlara düşen de mendillerini dizlerinin üstüne bırakmaktır. bu da "zahmetten sakınma, armağanını alırsın" sözüne bir göndermedir. şu var ki, sen yine ilk sözünde kalacak olursan vay sana, vaylar sana! eksik etekler bu gibi askıntı erkekler karşısında çokluk şu karşılığı verir:

"artık münasebet kestim."

bunu duyurmak için de mendillerini ortasından iki parça ederler. gizli değildir ki, bundan senin yılmaman ve yine "dediğim dedik, çaldığım düdük" diye tepinmen gerekir. laf aramızda, hatuncağız seni sıkı bir sınavdan geçiriyordur. senin kavaf işi olmadığını, tersine çift dikişli ve nalçalı bir potin olduğunu çaktı mı cebinden yeni bir mendil çıkarır ve bir iki öhö öhöden sonra içine tükürür.

artık korkma, bu senin murada erdiğinin, daha doğrusu biraz sonra ereceğinin resmidir. neden dersen, kağıthane'nin aşk dilinde bunun anlamı tektir ve şundan başkası değildir:

"düş peşime, yüzüne lanet."