22.06.2011

masumiyet çağı

edith wharton

fikirlerin yarattığı hava, nefes almaya değer tek havadır.

hepimizin gözdesi olan sıradan insanlar vardır.

düşüncesiz insanlar, her zaman iyi niyetli olurlar.

gerçek yalnızlık, insanın sadece rolünü oynamasını isteyen insanların arasında yaşamaktır.

her şey etiketlenebilir; ama herkes değil.

şiir ve sanat, yaşamın soluğudur.

birey, hemen her zaman ortak çıkar olarak kabul edilen şeye kurban edilir.

ince zevkler, sahip olunması gereken bir şeydir.

başkaları hayal kırıklığına ve mutsuzluğa uğramasın diye çok istediğimiz şeylerden kaçınmaya, onlardan vazgeçmeye değmiyorsa, o zaman eve dönmemi gerektiren her şey, diğer yaşamımın, çelişkili bir şekilde o kadar basit ve yoksul görünmesine neden olan her şey, bütün bunlar, ya bir aldatmaca ya da bir rüya olur.

dertler her zaman üst üste gelir.

en kötü aşçılara sahip olanlar bile ne zaman dışarıda yemeğe çıksalar zehirlendiklerini söylerler.

iyi bir konuşma gibisi yoktur.

yüzüğü güzelleştiren, onu veren eldir.

hiçbir şey dünyanın şimdiye kadar kat etmiş olduğu mesafenin ölçüsünü vermekten daha zor olamaz. tüm toplumsal atomların aynı düzlem üzerinde kendi etraflarında döndükleri devasa bir kaleydoskopta bir insanın geçmişinin ne önemi olabilir ki?