8.09.2015

uygarlık

jean-jacques rousseau

uygarlıkla doğmuş olan toplumun kurduğu bütün kurumlar, ilk ereklerinin tersine dönerler.

bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip "burası bana aittir!" diyebilen, buna inanacak kadar saf insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu oldu. bu sınır kazıklarını söküp atacak ya da hendeği dolduracak, sonra da hemcinslerine "bu sahtekâra kulak vermekten sakınınız! meyvelerin herkese ait olduğunu, toprağın ise kimsenin olmadığını unutursanız mahvolursunuz!" diye haykıracak olan kişi, insan türünü nice suçlardan, nice savaşlardan, nice cinayetlerden, nice yoksulluklardan ve nice korkunç olaylardan esirgemiş olurdu!

insanın ilk duygusu varlığını hissetmesi, ilk özeni de kendi varlığını koruma özeni oldu.

uygarlıktaki her yeni ilerleme, aynı zamanda eşitsizlik yolundaki yeni bir ilerlemedir.

aklın egemenliğini kurmak, aydınlanmış bir azınlığın rolü olacaktır.