7.09.2015

behçet kemal

ülkü tamer

robert kolej'de en sevdiğimiz edebiyat öğretmenimiz behçet kemal çağlar oldu. doğrusu istenirse, pek bir şey öğrenemedik ondan. ama sınıfta hiç değilse biraz edebiyat soluduk.

o dönemde kabataşlı arkadaşlara imrenirdik, öğretmenleri behçet necatigil diye. ama bizim behçet hoca da edebiyatı keyifli bir derse dönüştürmüştü.

anıl meriçelli, spiro kostof ve ben harıl harıl şiir yazardık. hoca bazen alır okurdu yazdıklarımızı. bir keresinde, "bunları yirminci asır dergisindeki köşemde yayımlayacağım." dedi. yüreklerimiz pıtır pıtır, o sayıyı bekledik.

evet, şiirlerimiz yayımlandı. ama behçet hoca hepsini "düzeltmiş", vezinli-kafiyeli yapmış, imzalarımızdan başka neredeyse her şeyi değiştirmişti!

arada yazılı yapardı. ama hiç okumazdı kağıtlarımızı. anıl'a, spiro'ya, bana 10! ötekilere de 7, 8, 9..

arkadaşlardan biri ders yılının ikinci haftasında okuldan ayrıldı. behçet hoca ona 8, 9 vermeyi sürdürüyor. bir baktık, sömestr yazılısından 8 vermiş. bizim arkadaş kim bilir hangi kentte, hangi okulda.. hocaya gittik. "bari sınıfı geçirmeyin, aylar önce okuldan ayrıldı." dedik. "öyle mi?" dedi behçet hoca, not defterini çıkarıp arkadaşın adını karaladı.

bir yazılıda üç sorudan birini yanıtlayamamıştık. hoca ertesi ders geldi, çantasını açıp kağıtları çıkardı. notlarımızı okudu. anıl, spiro ve ben yine 10! "çok güzel yazmışsınız, sınıfta okuyalım." dedi. aman! hadi, biz neyse de, hoca rezil olacak!

hemen ayağa fırladım. "hocam" dedim, "battal gazi nasıl gidiyor?"

dersi kaynatmak istedik mi bunu sorardık hemen: "battal gazi nasıl gidiyor?"

battal gazi destanı üstünde çalışıyordu uzun süredir. bitirdiği bölümleri bize de okuyordu. "hocam, battal gazi nasıl gidiyor?" diye sorduğumuzda her şeyi bırakır, başlardı okumaya.

bizim kağıtları da unutuverdi hemen. battal gazi destanı'ndan yeni bölümler dinledik.

ayda bir kere de bir başka soruyu sorardık: "hocam, niye evlenmediniz?"

her defasında, bu soruyu ömründe ilk kez yanıtlıyormuş gibi, "niye evleneyim?" derdi. "iyi bir kız alsak kıza yazık; kötü bir kız alsak bize yazık!"

öğretmenliği tartışılırdı behçet kemal'in. şairliği haydi haydi tartışılırdı. ama insanın içini ısıtan içtenliği, yakınlığı, hepimizin dünyasına renkler katıyordu.