5.08.2013

nazım hikmet

ataol behramoğlu

nazım hikmet: şiir silahıyla yapılacak muhasebe, çok daha geniş meseleleri çok daha kısa, belki teferruatsız fakat kuvvetle, ana hattında vermek gibi bir imkana sahiptir.

nazım hikmet: tolstoy'dan sonra yazı yazan ve insanları sanat hokkabazlıklarına başvurmadan ve sade şekiller içinde oldukları ve hatta olacakları gibi vermeye çalışan her yazıcıda, tolstoy'u isterse hiç okumamış olsun mutlaka onun izlerini bulursun. çünkü bu dehşetli adam, bir sanat devrinin başlangıcıdır; hem de kemale ermiş bir başlangıç.

nazım hikmet: insan dediğin, her şeyden önce; sosyal, tarihi, konkre bir varlıktır. bütün tarih devrelerinde insan sosyal çevrelerin, sosyal sınıfının da insanıdır. ben, mücerret, bütün devirler ve bütün sosyal şartlar için bir ve aynı olan insandan bahseden edebiyatı, felsefeyi anlamam. mücerret insan benim anladığım manada, sahici insanın gölgesi bile değildir. bize sahici insanların içini, dışını, kavgalarını, ihtiraslarını anlatan bir edebiyat lazım.

nazım hikmet: hayatımı ve sanatımı, yaratıcı, geniş halk yığınlarının hayatına ve yaratıcılığına bağlamışım. insanlarımı seviyorum, bütün zaafları ve kepazeliklerine rağmen onlara güveniyorum; tarihi onlar yapmışlardır ve onlar yapacaklardır. işte sanatım aydınlıksa, ümitliyse, palavracı değilse bundan dolayıdır. halbuki şairlerimizin çoğu bu bakımdan şaşkın bir durumdadır. kafaları karmakarışık ve yürekleri sosyal durumlarından gelen bir kahredici şüphe içindedir.

nazım hikmet: dönemlerinin karanlık güçleriyle savaşan sanatçılara her ülkede ve her çağda rastlanır. insanların mutluluğu ve dünyada güzel bir yaşam için savaşa giren bu ilerici sanatçılar her zaman karanlık güçlerce kuşatılmış, kovuşturulmuş, baskıya uğratılmış, hapsedilmiş ve öldürülmüşlerdir. fakat onlar hiçbir baskı ve tehdidin, hiçbir ölümün, hiçbir yalanın; tarihin akışını iyiye, güzele, haklıya ve mutluluğa yönelişini durduramayacağını bilirler.

ataol behramoğlu: yazarların, sanatçıların, her türlü yaratıcılık alanında ürün vermiş kişilerin varislerinin, onların yakın ya da uzak akrabaları olması beni yadırgatıyor. bir örnek: cemal süreya'nın ölümüne büyük olasılıkla, kendisiyle karşıt görüşteki oğlu neden oldu. bu oğul yaşıyor olsa, şairin tek ve en yakın varisi olacaktı. ve belki de babasının ürünlerinin yayınına izin vermeyecekti.

saşa markus: nazım hikmet derinliğine gerçekçi bir oyun yazarı. tüm oyunları çok güzel yazılmış yapıtlardır. hatta neden bir tiyatrosu olmadığına, bir tiyatroda çalışmadığına şaşıyorum. size belki abartılmış gibi gelebilir; ama inanınız ki içtenlikle söylüyorum: eğer yaşasa ve bir tiyatroda çalışsaydı çağdaş bir shakespeare olabilirdi. erken ölümü dünya tiyatrosu açısından büyük bir kayıptır.

vera tulyakova hikmet: bizim öykümüz bitti nazım. senin yaşamın şimdi başlıyor. seni doğuran ülkenin önünde saygıyla eğiliyor ve inanıyorum ki, büyük insanlık geleceğe doğru taşıyıp götürecek seni. mutlu ol, nazım hikmet!