1.06.2014

ideal öğrenci

erich maria remarque

saat onda büyük ara zili çalıyor. üst sınıfta bir saat dersim vardı. on dört yaşındakiler şimdi önümden paldır küldür geçip serbestliğe kavuşuyorlar. onlara pencereden dikkatle bakıyorum. birkaç saniye içinde büsbütün değişiyorlar, okulun baskısından sıyrılıp yaşlarının tazeliğine ve canlılığına kavuşuyorlar.

önümde, sıralarında otururlarken iç yüzlerini açığa vurmuyorlar; sinsilik ve tutkulu yanları ya da ikiyüzlülükleri ve serkeşlik yönleri ağır basıyor. yedi yıllık eğitim bu hale gelmelerine yetti.

çayırlarından, oyunlarından ve düşlerinden ayrılıp okula ilk geldikleri sıra körpe hayvanlar kadar bozulmamış, doğru ve hiçbir şeyden habersizdiler; aralarında, yaşamanın en basit töreni egemendi henüz. en canlısı ve güçlüsü başa geçiyor ve ötekiler peşinden gidiyordu. ama her haftanın eğitimi onlara yavaş yavaş bir başka yapmacıklı değer ölçüsünü damla damla getiriyordu.

hareketli mizaçların direnmesinde şaşılacak bir şey yoktu. ama onların da boyun eğmesi gerekirdi. çünkü iyi öğrenci örneği bütün okul için bir idealdi. ama ideal dedikleri neydi? dünyadaki bütün iyi öğrencilerin sonu ne olmuştu? okul denilen yüzer evde kısa ve yapay bir hayat sürüyorlar ve sonra ortalama ve başkalarına bağlı önemsiz birer varlık olup çıkıyorlardı.

dünya hep ve sadece kötü öğrenciler tarafından ileriye götürülmüştür.