13.07.2012

anarşizm

steven pinker

romantik 1960'larda, barışçılığıyla övünen kanada'da genç bir delikanlı olarak, bakunin anarşisinin sağlam bir taraftarıydım. ebeveynlerimin, "eğer hükümet kolluk kuvvetlerini bir kenara iterse her yer cehenneme döner." nasihatine gülüp geçmiştim.

rekabet içindeki tahminlerimiz 17 ekim 1969 günü sabah saat 8.00'de montreal kolluk kuvvetleri greve başladığında sınanmaya başladı. öğleye doğru saat 11.20'de ilk banka soygunu gerçekleşti. öğlen olduğundaysa şehir merkezindeki dükkanların çoğu yağmalama yüzünden kapandı. bu olaylar üzerinden daha birkaç saat geçmemişti ki, taksi şoförleri havaalanı müşterileri için kendileriyle rekabet halindeki bir limuzin kiralama şirketinin binasını ateşe verdiler. bir keskin nişancı çatılardan birine çıkarak bir polis memurunu öldürdü. isyancılar bazı otel ve restoranları bastı ve bir doktor banliyödeki evine giren bir hırsızı öldürdü.

günün sonunda, 6 banka soyulmuş, neredeyse 100 dükkan yağmalanmış, 12 yangın başlatılmış, 40 araba dolusu dükkan camı kırılmış, şehir otoriteleri orduyu ve elbette kanada atlı polislerini düzeni yeniden sağlamak adına çağırmadan evvel mülk zararı 3 milyon doları aşmıştı. bu belirleyici, deneysel sınav siyasi görüşlerimi sükutu hayale uğratmıştı.