18.07.2016

roman sanatı

orhan pamuk

roman sanatı, kendi hikayemizi başkalarının hikayesiymiş gibi anlatabilme hüneridir.

romanlar, okunurken ve daha çok da yazılırken içlerine mutlulukla girdiğimiz yeni dünyalardır.

roman sanatı, sır gibi saklamak istediğimiz utançlarımızı başkalarıyla paylaşabilmenin bizi özgürleştireceğini öğretti bana.

yazarlığın en güzel yanı, eğer yaratıcı yazarsanız bir çocuk gibi dünyayı unutabilmek, gönlünüzce oynayıp eğlenirken kendinizi sorumsuz hissedebilmek, bildik dünyanın kurallarıyla oyuncaklarla oynar gibi oynayabilmek ve bütün bunları yaparken de aklınızın bir köşesiyle bu çocuksu ve özgür şenliğin arkasında daha sonra okuyanları bütünüyle bağlayacak derin bir sorumluluğun varlığını hissetmektir.

romanlar ne bütünüyle hayaldir ne de bütünüyle gerçek. roman okumak hem yazarın hayal gücüyle hem de ait olduğumuz, merakımızla kurcaladığımız bir gerçeklikle yüzleşmek demektir.

romancı, bir cemaate ait olmayan, cemaatin temel içgüdülerini paylaşmayan, tecrübe ettiğinden başka bir kültürle düşünen ve yargıda bulunan kişidir. ait olduğu cemaatten başka bir bilince sahip olduğu anda dışarıdadır, yalnızdır. metninin zenginliği de hem dışarıda hem de içeride olan bir gözlemcinin bakışından gelir.