19.03.2010

sivil itaatsizlik

henry david thoreau: bir insanı haksız yere içeri tıkan bir yönetimde, onurlu her insanın olması gereken yer cezaevidir.

yakup coşar: ilk kez 1848 yılında amerika'da thoreau tarafından kullanılan "sivil itaatsizlik" kavramı, haksız bir uygulamaya karşı bütün yasal yollar denendikten sonra girişilen yasa dışı eylem anlamına gelir.

john rawls: en yüksek yargı mercii yasama, yürütme ya da yargı değil kamuoyudur. sivil itaatsizlik özellikle bu organa başvurur.

martin luther king: insanın, dayanma gücünün sonuna geldiği ve kendisini umutsuzluk ve karanlıktan başka bir şeyin beklemediği adaletsizlik uçurumuna itilmeye artık razı olmadığı bir an gelir. 

yakup coşar: balkanlardan ya da kafkaslardan gelen bütün göçmenlere "hoş geldin" denilirken, bu toprakların yerlileri kürtlerden, alevilerden bu tanıma/kabul jestinin esirgenmesi türkiye'nin dehşet verici bir gerçeğidir.

henry david thoreau: en iyi hükümet, en az yöneten hükümettir.

johan galtung: tek insanlık öğretisine göre, sorun asla başka insanlara karşı bir kavga sorunu değildir. insan, ayırıcı olana ve insanlığın ortak değerlerinin gelişmesi önünde engel teşkil eden şeylere karşı savaşır.

henry david thoreau: insanlar bir hükümetleri olduğu yolundaki tasarımlarını tatmin etmek için, tıkırtısını duyacakları, hükümet denen karmaşık bir makineye ihtiyaç duyarlar.

yakup coşar: hannah arendt'e göre totaliter rejimlerde insandan beklenebilecek tek şey kötülüğün ortağı olmamak, bu anlamda kamusal alandan çekilmektir.

henry david thoreau: paranın çokluğu oranında dürüstlük azalır; çünkü para insanla nesneler arasına girer ve insan için nesneleri elde eder.

norman cousines: devletin varlığının meşruiyeti insan haklarını koruma derecesiyle ölçülür.

hannah arendt: iyi insanlar, ancak güç dönemlerde, tüm toplum tabakalarından yoktan var olur gibi ortaya çıkışlarıyla tanınırlar.

wilson carey mcwilliams: kurumların iflas ettiği yerde, politik toplumun devamı insanların iradelerine kalır; ama insanlar rüzgarda sallanan cılız kamışlar gibidirler, kötülüklere en azından rıza göstermeye eğilimlidirler.

jürgen habermas: kendinden emin her demokratik devlet, politik kültürünün zorunlu bir unsuru olduğu için, sivil itaatsizliği kendi yapısının ayrılmaz bir parçası olarak görür.

albert camus: kişisel huzuru ve mutluluğu korumak için haksızlığa karşı direnmek gerekir.

hans saner: direnişin en gerekli olduğu yer, pratiğe uygulanma şansının en az olduğu yerdir; pratik olarak en kolay uygulanabileceği yer ise en az gerekli olduğu yerdir.

jürgen habermas: hükümeti kararını değiştirmeye zorlayacak tek şey, meşruiyetini kaybetme riskinin ortaya çıkmasıdır.