15.03.2010

how i met your mother

bu işler böyle yürür: bir şeyi başlatırlar, 6 ay sonra herkes yapar.

aşkların başlarken ve biterkenki ilk 30 günü oldukça benzerdir. zamanının çoğunu yatakta geçirirsin. arkadaşların seni dinlemeye dayanamaz. ve hiçbir zaman pantolon giyerken görülmezsin.

tatiller insanların yalnız ve umutsuz oldukları zamandır. yılın en iyi zamanıdır.

hayatta bazen iyi idare ettiğinizi sanabilirsiniz; sonra birisi gözlerinizi biraz daha açar ve fark edersiniz ki tüm dünyanızın dengesi kaymıştır aslında.

ne zaman hasta hissetsem hasta olmayı bırakır ve bunun yerine daha iyi olurum.

normal insanların "seni seviyorum" demesi uzun zaman alır. ilk önce düşündüğünüzü sandığınız bir an vardır. sonra bildiğinizi sandığınız bir an gelir. daha sonra bildiğinizi bildiğiniz ama söyleyemediğiniz bir an vardır. ve en sonunda bildiğinizi bildiğiniz ve bunu daha fazla saklayamayacağınız bir an vardır.

akşamları evde geçirebilmem iç huzurumun olduğunu gösterir. bu yüzden skor tutma ihtiyacı hissetmiyorum. bu binlerce puan eder.

aralarındaki şu geçmek bilmeyen cinsel çekim yüzünden eski sevgililerin arkadaş olmaları zordur.

bu, çağlar öncesinden gelen bir hikayedir. ve her zaman aynı 8 adımda tamamlanır: çekim, pazarlık etme, teslimiyet, ikramiye, bardağı taşıran son damla, araf, yüzleşme, küsme! ama bilmiyorum, geri dönüp bakınca sanırım bir de 9. adım var. biz ona ''bir arada yaşayabilme'' diyoruz. tüm o kızgınlığın ve dargınlığın bir işe yaramadığını anladığınız dakikadır bu ve o duygulardan vazgeçmeye başladığınız an. hayatınıza devam edersiniz; sadece biraz zaman alır.