29.03.2010

kötülük sorunu

ernesto sabato

kötülük sorunu beni her zaman yakından ilgilendirmiştir, henüz çocukken elime bir çekiç alıp karınca yuvasının başına çöker, sesi sedası çıkmayan hayvancıkları öldürmeye koyulurdum. hayatta kalanlar paniğe kapılır, deli gibi sağa sola kaçışırlardı. daha sonra yuvaya hortumla su sıkardım: sel. ve içeride yaşananları hayal ederdim, acil yardım çalışmaları, koşuşturmalar, yiyecek stokunu, yumurtaları kurtarmak, kraliçelerin güvenliğini sağlamak için verilen emirler ve karşı emirler vb. son olarak bir kürekle her şeyi altüst eder, büyük delikler açar, onların oyuklarını bulur ve her şeyi deli gibi deşerdim: genel felaket. sonra oturur varoluşun genel anlamı üzerine, bizim kendi sel baskınlarımız ve depremlerimiz üzerine düşünürdüm. böylece bir sürü kuram üretirdim, sonunda her yerde hazır olan, her şeyi gören, iyiliksever bir tanrı tarafından yönetildiğimiz düşüncesi o kadar saçma ve çelişkili gelmeye başlardı ki, ciddiye bile alınmaması gerektiğine karar verirdim. büyüyüp silahlı bir soygun çetesine katılmadan çok önce aşağıdaki sonuçları çıkarmıştım:

1. tanrı yok.

2. tanrı var ve orospu çocuğunun teki.

3. tanrı var ama ara sıra uykuya dalıyor, gördüğü kabuslar bizim varoluşumuz.

4. tanrı var ama deliliğin kapısını açacak anahtarı yok, bu anahtar bizim varoluşumuz.

5. tanrı her yerde değil, her yerde aynı anda olması olası değil. arada bir kayboluyor. başka dünyalara mı gidiyor? başka işler mi yapıyor?

6. tanrı zavallı bir şeytan. gücüyle ilgili sorunları var. yapıtıyla boğuşan sanatçı gibi maddeyle boğuşuyor. arada bir goya olabildiği de oluyor; ama genellikle tam bir beceriksiz.

7. tanrı tarihten önce karanlıklar prensi'ne yenildi. bozguna uğramış bir şeytana dönüştürüldü, prestijini yitirdi ve bu belalı evrene atandı.

tüm bu olasılıkları ben uydurmadım, gerçi başlangıçta öyle sanıyordum; ama sonra diğer insanların da bazılarına, özellikle zafer kazanmış şeytan kuramına inandıklarını gördüm. bin yıldan fazla bir süredir, gözüpek ve açık fikirli insanlar bu sırrı ortaya çıkarmak için işkencelere maruz kaldılar, öldüler, yok edildiler ve dağıtıldılar, böylece dünyayı yöneten güçlerin, iktidarlarını sürdükleri sürece küçük insanlar tarafından durdurulamayacağı görüldü. zavallı dilenciler ya da dahilere engizisyon tarafından işkence yapıldı, yakıldılar, kazığa oturtuldular, canlı canlı derileri yüzüldü, halklar sürüldü, yok edildi. çin'den ispanya'ya kadar, dinler gizlerini ortaya çıkaracak tüm girişimlerin köküne kibrit suyu ekti. başarılı oldukları da söylenebilir. bazı örgütler yok edilemediyse bile müslümanlık gibi bir yalan kaynağına dönüştürüldüler.