3.09.2011

son raunt

julio cortazar

yalnızca gerçek, devrimci olabilir.

robert musil: ahmaklığın kullanmayı beceremediği tek bir önemli düşünce yoktur; ahmaklık son derece esnektir ve doğrunun her türlü kılığına girmeyi bilir. buna karşılık doğrunun yalnızca tek bir kılığı, tek bir yolu vardır ve hep elverişsiz durumda kalır. 

düş gerçekliktir.

birçok an geçer ama insan sesleri, biricik ve eşsiz olduklarından, yinelenemediklerinden, dayanıksız ve gelip geçicidirler gerçi ama şöyle ya da böyle ve usa aykırı biçimde, ölüme karşın bilinen bir belleğe yerleşip sonsuza değin dururlar.

charles baudelaire: tanrı bir skandaldır; ama gelir getiren bir skandal.

horacio quiroga: öyküyü, belki de içlerinden biri olabileceğiniz dar bir çevrenin, ufacık bir öbek öykü kişisinin ilgisini uyandıracak gibi anlatın. bir öyküye can katmanın başka bir yolu yoktur.

insanda değişmeyen tek şey değişme çabasıdır; bu yüzden, devrim hep sürecektir, çelişkili olacaktır, önceden kestirilemeyecektir ya da yapılamayacaktır. pıhtılaşıp donan devrimler, hazır kesim devrimler kendi içlerinde kendi yadsımalarını taşır, gelecek düzeneğini. 

sonra sakınımlı bir an gelir
gözler gözlerde bir martının uçuşunu arar 

"akıl yürekten daha çok yürür; ama daha uzağa gidemez." (çin atasözü)

yaşama hakkı dilenci gibi istenmez, alınır.

içkisiz, dudağı soluğu kuruyor
lanetlenmiş de olsa bir ırmak arıyor
eğilmiş toprağın derinliklerinden (stephane mallarme)

alkol öldürür. lsd kullanın.

büyük bir alışkanlıkla iki boyutta sürdürdüğümüz hüzünlü yaşamımızda eğer başlangıçta yüzeyde kalmışsak, kendimizi yitirmenin, sonra biçimlerin, yolların bittiği yerde yeniden bulmanın ve kendimizi yeni baştan ayrımsamanın verdiği zevkle yetinmişsek de çok geçmeden dış görünüşün en dibine dalabilmeyi, bir yeşilin altına inip orada bir mavi ya da bir rahip yardımcısı ya da biberden bir haç ya da bir köy karnavalı bulmayı öğrendik. 

duran düşünce, çürüyen düşüncedir.

georges bataille: erotizm, düşleyenin kendisi de düşlenmediği sürece düşlenemez.

zevke vurulan dizgin, dizginsiz yaşama zevkini tetikler.

"kentsoylular tıpkı domuz gibidirler
büyüdükçe aptallaşırlar." (fransız şarkısı/jacques brel)

seni satın almalarına izin verme.