24.04.2015

sokratik yaşam

zygmunt bauman

yaşam sanatı üzerine felsefi fikirlerden oluşan yetkin bir incelemede alexander nehamas, avrupalı filozofların sokrates'in şahsından, daha doğrusu ksenofon ve platon'un onun sıradışı yaşam tarzına ilişkin ortaya koyduğu renkli portresinden gizemli bir şekilde büyülenmelerini ortaya koyup açıklamaya çalışır.

bu iki yazarın ölümsüzleştirdiği düşüncelerin hiçbirini sokrates'in kendisi yazmamıştır. sokrates, kendisi haline nasıl geldiğinin nedenlerini bildirmekten kaçınmıştır. nehamas'ın dile getirdiği gibi, sokrates "kendisi hakkında inatla susmuştur."

modern çağın en güçlü düşünürleri ve onların müritleri, hem politik bağlılık duygusu ve değerlerine hem de dünyayı algılayışları ve felsefenin görevine ilişkin keskin ve esaslı farklılıklara rağmen, platon'un sokrates'ini anlamlı ve vakur bir yaşam modeli olarak seçmekte mutabıktılar. üstelik hepsi de aynı nedenle onu seçmişti: sokrates'i -özellikle de platon'un ilk diyaloglarındaki sokrates'i- seçtiler çünkü bu antik bilge ve modern düşüncenin atası, tamamen "kendi kendini yetiştirmiş bir insan", özyaratım ve kendine güvenin erbabıydı. ancak kendi tercih ettiği varoluş biçimini, diğer bütün insanların öykünmesi gereken yegane kıymetli bir yaşam tarzı modeli olarak asla sunmadı.

platon, ancak savunma'dan başlayarak, son diyaloglarında, ani fikir değişimiyle, hem sokrates'in, seçtiği yoldan ayrılmamaktaki tutarlılığını hem de seçimin kendisini evrensel olarak taklit etmeyi salık vermeye başlamıştı. ancak, platon araştırmacıları arasında yaygın olan fikirlerle mutabık olan nehamas'ın belirttiği gibi, kendini sokrates gibi felsefeye adamanın saygın bir yaşam için tek reçete olduğuna okuyucularını inandırmak üzere platon'un başvurduğu savlar, hem ikna edici olmaktan uzak hem de yetersiz ya da kusurluydu ve karşı konması da görece kolay savlardı.

sokrates'i takip edilecek bir model olarak öneren büyük modern filozoflara göre, "sokrates'i taklit etmek" kişinin kendisini, kişiliğini ve/veya kimliğini özgürce ve özerk bir şekilde oluşturması demekti. bu, sokrates'in kendisi için yarattığı kişiliği veya kim oluşturmuş ve icra etmiş olursa olsun bir başka kişiliği kopya etmemek demekti. kişinin yaşamını "sokratik tarzda" yaşamasının anlamı, kendi kendini tanımlamak ve kendini ispatlamaktı; ayrıca yaşamın, erdemleri ve kusurlarından (tasarının hem tasarlayanı hem de uygulayanı olan) "müellif"in tek başına sorumlu olduğu bir sanat yapıtından başka bir şey olamayacağını kolayca kabul etmek demekti. başka bir deyişle "sokrates'i taklit etmek", sebatla taklidi reddetmek demekti; ne kadar değerli olursa olsun "sokrates"in -veya bir başkasının- kişiliğini taklit etmeyi reddetmek demekti.

sokrates'in tercih ettiği, titizlikle oluşturduğu ve emek vererek kendisi için geliştirdiği yaşam modeli, kendi kişilik tarzına mükemmel biçimde uymuş olabilir, ancak bu, sokrates'in yaptığı gibi yaşama önem veren herkese ille de uygun düşmez. sokrates'in kendisine kurduğu ve tereddütsüz, sebatla sadık kaldığı özgül yaşam tarzını körü körüne taklit etmek, onun mirasına ihanet etmek, mesajını yadsımak demektir. bu, insanların her şeyden önce kendi akıllarını dinlemelerine ve bu münasebetle bireysel özerklik ve sorumluluğa çağrıda bulunan bir mesajdır. böyle bir taklit, bir fotokopi makinesine ya da tarayıcıya uyabilir, ancak asla özgün bir sanatsal yaratımla sonuçlanmayacaktır; oysa -sokrates'in varsaydığı gibi- insan yaşamının hedefi özgün bir sanatsal yaratım olmaktır.