10.01.2016

edebiyat

louis baillot: sanatsal yaratışı sadece siyasal boyuta indirgemek, sanatı da yoksullaştırmaktır, politikayı da.

jean cocteau: ne masayı anlatacağım diye "masa" kelimesini kullanacaksınız ne kuşu anlatacağım diye "kuş" kelimesini ne de aşkı anlatacağım diye "aşk" kelimesini.

nazım hikmet: bir derecesini geçtikten sonra felaket denen şeyin acısı duyulmuyor.

jean-paul sartre: edebiyatı bilimsel iletişimden ayıran, tek sesli, tek anlamlı olmayışıdır; dil sanatçısı, üzerlerine düşürdüğü ışıkla, verdiği ağırlıkla, sözcükleri değişik düzeylerde, birkaç anlama gelecek biçimde kullanabilen kişidir.

lukacs: edebiyat gerçek yaşantıya dayanır; kararlar, ne kadar iyi niyetle varılmış olurlarsa olsunlar, yaşantının yerini tutamazlar.

reşat nuri güntekin: ne istediğini ve ne yapacağını bilen sekiz on münevver insan; karanlık fikirli, karanlık maksatlı hesapsız cahil sürülerini dilediği gibi sevk ve idare edebilir.

paul nizan: bir erkek, kendisine ancak bir kadınla başlar tekrar. ya da savaşla, devrimle.