4.12.2015

beşinci incil

philipp vandenberg

gerçek dindarlar dış görünüşlerinden anlaşılmazlar.

dahiler genellikle sıradışı yaşam biçimleriyle kendilerini gösterirler.

hayatına son vermeye karar veren bir insanın bilincinin yerinde olmadığını kim iddia ediyorsa o saçmalıyor demektir.

insan için iyi olan biricik şey bilgiyse tek kötü olan şey de cehalettir.

yeryüzündeki tüm gerçekler ve etkiler bedenseldir ve insanın gücü madde dışı ya da soyut bir şey değildir. dağları devirebilecek gerçek güç, azim ve irade özgürlüğüdür. kusursuz anlayış, doğal istekleri yapıp yapmamak, insanın yalnızca gerçek mutluluğunu garanti eder. rahip ve papaz kisvesi ise insanların beyinsel becerilerinin yarısını yok eder.

"örtülü olup da açığa çıkarılmayacak, gizli olup da bilinmeyecek hiçbir şey yoktur." (luka)

bilgi ağacının kıskananı çok olur. insanlık varolduğundan beri bilgiye ulaşmaya çalıştı. bilgi etin şehveti gibi bir şeyse, cahillik de acı veren bir şeydir ve çok az kişi acıdan zevk aldığından, insanlar bilgiye ulaşmak ve aydınlanmak için çırpınır.

eğer bir kentte hiç dostun yoksa, otelin kapıcısına yüklü miktarda bahşiş ver.

katatoni, içsel gerginlik cinnetidir. kaygı, davranış bozukluğu ve ruhsal gerilim hallerinde ortaya çıkar. belirli durumlarda, vücut ısısının merkeze bağlı olarak yükselmesiyle beraber hareket eder.

aidiyet, ruhumuzun en büyüleyici ögesidir.

insan ilahi bir varlıktır. tanrı adına hak talep edip konuşanlar, ilahi her şeyi inkar ediyorlar. iki bin yıllık kilise tarihi, iki bin yıllık aşağılama, sömürü ve gelişmeye karşı savaştan başka bir şey değil. papazlar yüzyıllarca, tanrı adına dev gibi katedraller inşa ettiler. aslında bunun arkasında hıristiyan insanına zulmetmek, onun küçüklüğünü ve anlamsızlığını gözler önüne sermek düşüncesi yatıyordu. anlamsızlık düşünmeyi engeller ve düşünce kilise için zehirden farksızdır. kilise emirlerle hayatta kalır. onun öğretisi, emretmek ve itaat etmekten ibarettir.

her şey inanç parolasıyla halledilmek isteniyor. oysa inanmak, düşünmekten daha kolaydır. kim ki inanç meselelerinde aklın gücüne başvurursa dine yakışmayan yanıtlar elde eder. bu nedenle kilise var oluşundan beri, aklın gücüne, gelişmeye ve bilime karşı direnmektedir. bilim, inancın sonu demektir.