4.05.2014

doğum travması

otto rank

bütün din oluşumlarının nihai eğilimi, yardım edici ve koruyucu bir ilksel varlığı yaratmaktır. insan her türlü zorluk ve tehlike karşısında onun kucağına sığınabilir ve sonunda ona geri dönerek öte taraftaki bir yaşama, bir zamanlar ayrılmış olduğu cennetin sadık ve yüceltilmiş kopyası olan bir hayata kavuşabilir.

hastanın "yeniden doğuş fantezisi", analiz sırasında kendi doğumunu tekrarlamasından başka bir şey değildir; libido nesnesi olarak analistten uzaklaşabilmesi de, ilk libido nesnesinden ilk uzaklaşmanın, yani yeni doğmuş çocuğun anneden uzaklaşmasının yeniden oluşturulmasıdır.

erkek için kadının vajina deliğine girmek hiç kuşkusuz anne bedenine kısmi bir dönüş anlamına gelir.

analiz işinin en önemli parçası, yani "nevrotik" şekilde analiste takılmış olan libidonun kurtarılıp serbest bırakılması, aslında hastanın bir zamanlar tam anlamıyla halledememiş olduğu anneden uzaklaşabilme girişimini analiz sırasında daha başarılı olarak tekrarlamaktan ne daha az ne de daha fazla bir şeydir.

belleği olağanüstü iyi çalışan bir kadın hastada, bu durumun ağır bir doğum travmasının yoğun şekilde bastırılmasıyla mümkün olduğu analizle kolayca saptanabilmiştir. çağrışımlarında çok sayıda doğum tarihinden yararlanıyordu; akrabalarının, tanıdıklarının ve tarihi kişilerin doğum tarihleri. bunlara dayanarak başka bağlantılar kurabiliyordu.

göç eden kuş ve balıkların olağanüstü bir yön içgüdüsü vardır; bu hayvanlar nereye gelmiş ya da getirilmiş olursa olsun, doğdukları yere geri dönebilirler.

fare, yılan, kurbağa, böcek vb. gibi küçük ve sürüngen hayvanların tekin bulunmayışı, bunların küçük deliklerde hiçbir iz bırakmadan kayboluşuyla ilişkilidir. annedeki sığınağa geri dönme isteğinin tam anlamıyla yerine gelişi izlenir bu hayvanlarda; dehşet uyandırmaları da hem annenin içine geri girme eğilimini cisimleştiriyor olmalarından, hem de insanda kendi gövdesine girecekleri korkusunu yaratmalarından dolayıdır.

mizah, benin kendi bilinç dışına karşı aldığı çok belli bir tavırla, bastırmayı aşmanın en yüksek basamağıdır.

çocukların bıkıp usanmadan tekrarladığı saklanma oyunu, ayrılma ve yeniden bulma durumunun gerçek ve ciddi olmayan bir şekilde temsilidir. ritmik harekete dayanan salıncak, atçılık gibi oyunlar, embriyonun hissettiği ritmi basitçe tekrarlar.

cinsel utanma duygusunun karakteristik belirtisi olan gözleri yumma ya da örtme ve yüzün kızarması, başın aşağıda bulunduğu ve dolayısıyla kan hücumuna uğradığı doğum öncesi konumu hatırlatır bir kez daha.

ağızla uyarılmayı tercih eden bir kadına yapılan analizden çıkan sonuç, haz duymanın klitorisi -penise benzer bir şekilde- sıcak bir oyuk içinde hissetmeyle bağlantılı olduğuydu.

uyanma, özellikle kaygı rüyasından uyanma, her zaman doğum sürecini, dünyaya gelişi tekrarlar. doğum eşiği semptomu, uykuya dalarken sık sık oluşan ani bacak hareketlerinde kendini gösterir. 

rüyada görülen klozet, ağaç kovuğu veya mağara anne karnının tipik bir tasviridir. 

giriş, dışarı çıkmanın zorluklarını ne kadar hatırlatırsa o kadar çok haz vericidir. öte yandan bakirelik de ilksel korkuyu hafifletir; çünkü hiçbir erkeğin aşıp geçemeyeceği yerde hiç kimse bulunmuş olamaz.

ne pahasına olursa olsun akıllı, açık, aydınlık olmalısın; içgüdülere, bilinç dışına verilecek her taviz uçuruma sürükler.

bilinç zayıf da olsa, nevroza karşı elimizdeki tek silahtır. nevrotik kişi sadece biraz daha erken bir aşamada, doğum travmasında takılıp kalmıştır ve terapiden beklenen de onu sadece insanlığın içinde yaşadığı "çocuk dünyasına" taşımaktır.