9.06.2010

sefahat

albert camus

gerçek, can sıkıcıdır.

kadın, savaşçının değil, suçlunun ödülüdür. onun limanıdır o, barınağıdır; erkek genellikle kadının yatağında tutuklanır. bize yeryüzü cennetinden kalan tek şey değil midir kadın?

gerçek sefahat kurtarıcıdır; çünkü hiçbir yükümlülük yaratmaz.

insan ölümsüzlük oyunu oynar, birkaç hafta sonra ise, yarına kadar gövdesini sürükleyip sürükleyemeyeceğini bile bilmez.

gerçekten kıskançlık çeken insanların en acele ettikleri şey, kendilerine ihanet ettiğini sandıkları kadınla yatmaktır. kendi sevgili varlıklarının hep onlara ait olduğundan bir kez daha emin olmak isterler. ona sahip olmak isterler.

her insan başkalarının suçuna tanıklık eder.

bir insanın öldürülmesi için her zaman nedenler vardır. buna karşın, onun yaşamasını haklı çıkarmak olanaksızdır. işte bu yüzden suçlu her zaman avukatlar bulur, masum ise bazen.

doğru, ışık gibi kör eder. yalansa, tersine, her nesneyi değerlendiren güzel bir alacakaranlıktır.

mülkiyet, bir cinayettir.

her özgürlüğün ucunda bir yargı vardır; işte özgürlüğün son derece ağır bir yükü olması bundandır, hele ateşiniz olduğu ya da sıkıntıda olduğunuz ya da kimseyi sevmediğiniz zamanlarda.

bu dünyada savaş yapılabilir, aşk taklit edilebilir, hemcinsine işkence yapılabilir, gazetelerde boy gösterilebilir ya da yalnızca örgü örerken komşu çekiştirilebilir. ama bazı hallerde, devam etmek, yalnızca devam etmek insanüstü bir şeydir.