3.04.2018

sınıfın onuncusu

amin maalouf

noel tatili için evde bulunduğum bir gün, annem okulumdan posta ile gönderilen karnemi aldı. zarfı açtı, notlarıma baktığı sırada, benim de karşısında bir taburede oturmamı istedi.

incil bilgisi: a, yani çok iyi. fransızca: c, yani orta. ingilizce: b, yani iyi. arapça: b, yani o da iyi. geometri: c. biyoloji: b. yerbilim: b. tarih: b. hal ve gidiş: a. uygulama: a.

- aferin, dedi bana, iyi çalışıyorsun, senden memnunum.

sonra, arka sayfayı çevirdi, kaşlarını çattı ve bağırdı:

- ne? sınıfın onuncusu musun yalnızca?
- ama anne, bir saniye önce bana aferin dedin!
- onuncu, ha! utanman gerekiyor!
- onuncu olmanın ne önemi var, notlarım iyiyse?
- hiçbir şey duymak istemiyorum. oğlumun karnesinde onun onuncu olduğunu bir daha görmek istemiyorum!

annemin kulaklarımda çınlayan o sözüyle okula geri döndüm: "oğlumun karnesinde onun onuncu olduğunu bir daha görmek istemiyorum!" kendime şunu sorup duruyordum: ne yapmalıyım? onu memnun etmek için ne yapmalıyım?

daha fazla çalışamazdım, o zamana kadar elimden gelen çabayı göstermiştim. buna karşılık, ötekilerin benim kadar başarılı olmamasını sağlayabilirdim. evet, çözüm buydu, onların önüne geçmek için bundan böyle davranışımı değiştirecektim. örneğin, dokuzuncu olan öğrenci gelip de benden bir geometri problemini çözmek için kendisine yardım etmemi istediğinde, onu reddedecektim. dost olduğumuzu, ona yardım etmemin doğal olduğunu söyleyerek bana baskı yapacaktı belki. bunun önüne geçmek için, ilk fırsatta onunla dalaşacaktım; böylece, bir daha bana hiçbir şey sormayacaktı, ben de ona yardım etmek zorunda kalmayacaktım.

aynı şekilde, bir derste öğretmenin bir konu üstünde özellikle durduğunu ve sınavda bunu bize olasılıkla soracağını fark edecek olursam, daha önce hep yaptığım gibi, bunu herkese söylemekten kaçınacaktım; tersine, o bilgiyi kendime saklayacak, sınav bitince öğrenciler o soruya hazırlanmadıklarından yakındıkları sırada, ben buna üzüleceğime, içim sevinçle dolacaktı.

işte böyle, davranışlarımı bütünüyle değiştirmeyi öğrenmem gerekiyordu. örneğin, öğrencilerden biri hastalanacak olsa, şimdi yaptığım gibi, derslerinden geri kalmaması için, ona gidip o gün sınıfta neler yaptığımızı anlatmayacak, onun başına gelene sevinecek, içimden onun uzun süre hasta kalmasını dileyecektim; buysa onun yarışmanın dışında kalmasını sağlayacak, bana da onun önüne geçme fırsatını verecekti.

göreceksin anne, baştan aşağı değişeceğim, söz veriyorum sana. gelecek karnede oğlun sınıfın onuncusu olarak kalmayacak!