13.02.2019

haşşaşin örgütü

amin maalouf

hiyerarşinin en tepesinde şeyh, imam, her türlü sırrın sahibi hasan sabbah vardı. yakın çevresinde bir avuç propagandacı derviş, yani "dai"ler bulunuyordu, bunlardan üçü şeyhin yardımcılarıydı. biri doğu iran, horasan, kuhistan ve maveraünnehir'den sorumluydu; diğeri batı iran ve ırak'tan; üçüncüsü de suriye'den sorumluydu. onların bir basamak altında hareketin kadroları, yani "refik"ler bulunuyordu. gerekli eğitimi aldıkları için bir kaleye komuta etme, bir kent veya eyalet örgütünü yönetme yetkileri vardı. en yeteneklileri zamanı geldiğinde dai yapılıyordu.

hiyerarşinin daha aşağısında ise "lesik"ler, yani örgüte bağlı olanlar yer alıyordu. bunlar ilme veya şiddet eylemlerine özel bir yeteneği olmayan, tabandaki müritlerdi. aralarında alamut civarından pek çok çoban, ayrıca çok sayıda kadın ve ihtiyar vardı.

daha sonra sıra "mücib"lere, "icabet edenler"e, "teklif verenler"e yani örgüt üyeliğine aday olanlara geliyordu. bunlar aldıkları ilk eğitimin ardından yeteneklerine göre ya refik olmak üzere daha ileri eğitim aşamalarına, ya müritler kitlesine ya da o dönemde yaşayan müslümanlarn gözünde hasan sabbah'ın gerçek gücünü oluşturan kategoriye, "fedai"ler sınıfına doğru yönlendirilirdi. şeyh onları imanı çok sağlam, çok becerikli ve dayanıklı; ama ilme, eğitime fazla yeteneği olmayan müritlerin arasından seçerdi. dai olabilecek çapta birini asla fedai yapmazdı.

fedainin eğitimi, hasan'ın tutkuyla ve incelikle uğraştığı hassas bir görevdi. hançerini gizlemeyi, hiç belli etmeden çıkarmayı, kurbanın tam kalbine veya göğüs bir zırhla korunuyorsa boynuna saplamayı öğrenmek; alamut'la hızlı ve gizli haberleşmenin araçları olan posta güvercinlerine alışmak, şifreli alfabeleri ezberlemek; kimi zaman yerel bir lehçeyi, bir ağzı öğrenmek, yabancı ve düşman bir ortama sızmayı becermek, orada haftalarca, aylarca kendini belli etmeden yaşamak, infaz için en uygun anı kollarken her türlü kuşkuyu yatıştırmayı bilmek; avını bir avcı gibi izlemek, nasıl yürüdüğünü, neler giydiğini, alışkanlıklarını, dışarıya hangi saatlerde çıktığını inceden inceye araştırmak; bazen, çok iyi korunan biri söz konusuysa, yanına kapılanmanın, ona yaklaşmanın, bazı yakınlarıyla dostluk kurmanın yolunu bulmak. iki fedainin, kurbanlardan birinin canını alabilmek için, iki ay boyunca bir hristiyan manastırında keşiş kılığında yaşadıkları rivayet edilir. afyon, esrar kullanan birinden böyle çarpıcı bir bukalemunluk yeteneği sergilemesi beklenemez. ama hepsinden önemlisi, müridin ölüme meydan okuyabilmek için gerekli inancı kazanması; taşkın kalabalık tarafından canı alındığı anda şehitlik mertebesi sayesinde önünde kapıların derhal ve anında açılacağı bir cennete iman etmesidir.