
dincilerle ırkçıların nasıl olup da saf birliği ettiklerine şaşıyorum doğrusu. şemsettin yeşil efendi, kuran'a inananları ırk, ulus farkı gözetmeden yeşil bayrak altına toplamak ister; öteden ırkçılar, "senin kaynanan arnavutluk'ta doğmuş; başının çaresine bak" derler. bu iki ucu birleştirmek kolay mı?
bir arkadaşım anlattı. yemek yediği lokantanın garsonu bir gün yanına sokulmuş, utana sıkıla: "bey" demiş, "siz okumuş bir adamsınız. bir şey soracağım. geçen gün bana bir gazete gösterdiler; içinde 'çerkezler türk değildir' diye yazılı. ben de o gazeteye bir mektup yolladım, 'peki biz neyiz?' diye sordum. cevap gelmedi. bey, biz çerkez köylüsüyüz, bugüne kadar kendimizi türk bilirdik; bize ne yapmak istiyorlar?"