10.04.2008

yunan tragedyası üzerine

nietzsche

mutluluk duygusunu insan, hayatta iki durumda yaşar: düşte ve esrime halinde.

"en iyisi hiç olmamak, en iyi ikinci şey ise en kısa zamanda ölmektir."

yaşamı sürdürme arzusu ne bir amele ne de büyük kahramanlar için onursuzluk değildir.

asıl erdem ölçülülüktür; aslında olumsuz bir erdemdir. kahraman insanlık bu erdeme sahip olmayan en soylu insanlıktır; yazgısı, sonsuz uçurumun kanıtıdır. bir suç yoktur, sadece insanın ve onun sınırlarının değeri ile ilgili bilgide eksiklik vardır.

insan adlandırabildiği ve ayırt edebildiği şeyi kavrar.

dindarlık, yaşam dürtüsünün olağanüstü maskesidir! en yüce etik bilgeliğin sunulduğu tamamlanmış bir düş dünyasına kendini feda etmektir. ona uzaktan bulutlarla kaplanmış halde tapınmak için hakikatten kaçıştır. gizemli olduğu için gerçeklikle uzlaşmadır. bizler tanrı olmadığımız için, gizemini yitirmiş olana karşı nefrettir. büyük bir hazla kendini tozların içine yere atmaktır, talihsizlik içinde talihin verdiği huzurdur. en değerli ifadesiyle insanın üst düzeyde kendinden feragatidir. yaşamla ilgili iyileştirici unsurlar olarak yaşamın korkunçlukları ve korku unsurlarının yüceltilmesi ve ilahileştirilmesi! yaşamı küçümserken sevinç içinde yaşam! yadsırken istencin zaferi!

"etraftaki şeylere kaba bir biçimde ve doğrudan temas etmek, insanın alışılmış bakış açısından kurtulup düşüncelere dalmak, bir sanat yapıtı için en olumlu şeydir. rahatça görme alışkanlığı yüzünden görme siniri öylesine körelir ki, insan renklerin ve biçimlerin ilişkisini, cazibesini ancak bir peçenin arkasından bakıyormuş gibi seçer."

söz önce düşünce dünyasını, ancak ondan sonra duyguları etkiler; eğer yol uzunsa genelde amacına ulaşamaz. oysa müzik her yerde anlaşılan, herkesin bildiği gerçek dil olarak, doğrudan kalbe seslenir.

euripides bilinçli bir estetik izleyen ilk oyun yazarıdır. bilerek en çok anlaşılanı arar: kahramanları, konuştukları gibi gerçektir. ama aiskhylos ve sophokles'in karakterleri, sözlerine oranla çok daha derin ve dolu olmalarına karşın, onun karakterleri kendilerini tümüyle ifade ederler: aslında sadece kendileriyle ilgili olarak dilleri tutuktur.

sokrates: her şeyin iyi olması için bilinçli olması gerekir.

euripides: her şeyin güzel olması için bilinçli olması gerekir.

sokrates: bilgelik bilgiyle oluşur. söze dökülemeyen ve başkasına inandırıcı gelmeyen hiçbir şey bilinmez.

sokrates: erdem bilgidir; hata ancak bilgisizlikten yapılır. erdemli olan mutlu olandır.

bir kez insan olmayagör, asla çok mükemmel olamazsın, en iyi varlıktan payını alamazsın. yani sizin için en mükemmel şey istisnasız, kadınlar gibi erkeklerin de hiç doğmamış olmasıdır. bundan başka en iyi şey ise doğduktan sonra, olabildiğince çabuk ölmenizdir.

sfenks'in bilmecesi: efsaneye göre sfenks thebai kenti civarında bir tepeye yerleşmiş, çiğ et yiyen bir canavardır. yoldan geçenlere şu bilmeceyi sorar: "o hangi yaratıktır ki, bir süre iki ayak üzerinde, bir süre üç, bir süre de dört ayak üzerinde yürür, ayakları en çok olduğunda, doğa yasalarına aykırı olarak en güçsüz olandır?" sfenks bilmeceyi bilmeyenleri parçalayıp yer. oradan geçmekte olan oidipus'a da aynı bilmece sorulur, o da "insan çocukluğunda dört ayak üzerinde emekler, daha sonra iki ayağı üzerinde yürür, nihayet yaşlanınca da bir sopaya dayanır." der. bunun üzerine sfenks üzüntüden kendini uçuruma atar ve thebaililer canavar sfenks'ten kurtulmuş olur.

çok eski bir halk inancına, özellikle de perslerin inancına göre, bilge bir büyücü ancak ensest ilişkiden doğabilirmiş.