28.08.2014

öğle uykusundan uyanırken

melih cevdet anday

öğle uykusundan uyanırken deniz yükselirdi, bilirdim, hep gün o saatte yükselirdi. kendimi büyümüş bulurdum. birbiri arkasına uyanırdım. koştuğumu anlamadan. cilalı taş ormanları içinden geçerdim. düş, doğaya dönüşürdü. yoksa hangi çiçek büyüyebilir ki! uykunun çiçekli perdesi duvara vurmuştu ama o sabırsız, damıtık, büyü bilmez ışık, imgelemin bütün haritasını parça parça ediyordu. her uyanışında dünyayı baştan yaratan çocuğu tanrı korusun! parçaları toplamaya başladım ağır ağır.

bellek bir kalıtımdır. öç duygusu kişiliğin kanıdır. duvar ancak düşle aşılabilir. araf hem inançsızlığımızın, hem de korkaklığımızın imidir; insan, cennetle cehennemden başka bir şey daha olsun istemiştir. ağırlık, ölümün yaşlanmasıdır. öz niteliklerin tümü tedirgindir. ne geceden günü, ne de günden geceyi çıkarabildim. ama tanrı'ya hiç özenmedim. bunca acıyı nasıl barındırdım. kaç kez bulamadım kendimi. şiir, baş dönmesinden başka nedir ki!

nice düşüncemi bulutlar gibi rüzgara bıraktım. tümü eksiktir bu yüzden. ruh, yalnızlığın akrebidir. yalnız olan, gerçekte yalnız değildir, saldırıya uğramış bir insandır. çünkü akıl, doğar doğmaz ölen bir böcektir. delilik bu böceği her gün yeniden dünyaya getirir. bir gerçeğin düşünü sonsuzca görmek, gerçeği yadsımaktan başka anlama gelmez. ben hem ölüm, hem yaşam olmak isterdim hep. gerçekte uyanmak, bize dinlenelim diye verilmiştir. yoksa düşlerin ağırlığı altında beyin çarçabuk tükenir. ölüm uyumaksa, büyük bir işkence demektir. cehennem uyumaktır.

doğada giz yoktur. kuşlara bakın, konacak yeri çok ararlar. rüzgarın bir tüneği olmaması bundandır. delilik bugün saygın bir hastalıktır. saçmayı yalnız deliler bilir. insanın öyle günleri olur ki, bir ses duyar, duyduğuna inanmaz; bir şeye basıyorum sanarak atlar; oysa üstüne basacağı bir şey yoktu; bir geminin uzaklaştığını sanır; oysa kendi de içindedir; güçsüzlük duyar; oysa bütün güç ayaklarının altındadır; karmaşık sandığı basit, basit sandığı karmaşıktır; yitirdiğini kazanır, kazandığını yitirir; ölecek iken yaşar, yaşayacak iken ölür; konu yok iken söz bulur, sözü bulduğunda konuyu unutur. ama yaratan odur, kendini öldürür.

düşler de, anılar gibi eski duyumların tozlarıdır. çünkü gelecek ve şimdi birdir. "ruhum bütün dünyadadır." anlamak, yapabilmek demektir. yalnızlık, insanı güçlendirdiği ölçüde yararlıdır. bir kezlik varoluşu anlayana ne mutlu! öznel zaman her şeyi varoluş anları ile ölçer. bu anlar eşdeğerli değildir. gizil güç! insanı doğuran sensin.. yaşam sınırsızdır.