![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTJGvgFq28O0VaJ7WOxvfo0uGY9tow1Gr-Tu3rsA4cqzXURwdJu3P7gp9AZuHaPpFBvpviF-fc_nBP8x-URHb0Zh2jQ3xwZJu5ashtAWhK91VeeCjC8zW-OxrwlOQP-LZZ-W1wX2lAGZyd/s400/Albrecht+D%25C3%25BCrer.jpg)
hz. musa: saadet, nefsini firavun ihtiraslarından kurtarmaktadır.
hz. adem: saadet, şeytana uymamak ve havva'ya aldanmamaktadır.
konfüçyüs: bir tencere pirinç pilavına bütün lezzetleri sığdırmaktadır.
eflatun: daima yücelikleri düşünmektedir.
aristo: mantık! işte saadet.
zerdüşt: saadet, karanlıkta kalmamaktır.
brahma: saadet mi? herkesin zannı neyse onun aksidir.
hz. isa: saadet; maziyi unutmak, bugünü hoş görmek, geleceği düşünmemekle mümkündür.
lokman hekim: insanlar bu kelimeyi bütün özlemlerini bir sözle ifade etmek için icat etmişler.
hızır: saadet, bitmek bilmeyen arzuların giremediği gönüllerde bazen şimşek gibi parlayan bir hayalettir.
buda: ey beşeriyet! saadet yokluğun güzel isimlerindendir.
buda: saadet, hayatı olduğu gibi kabul, zorluklarına rıza, ıslahına gayrettir.