19.07.2017

rubailer

ömer hayyam



iyiliğin dost ve düşman ayrımı yoktur
iyi olan kötülüklerden geri durur
dosta kötülük yaparsan düşman kesilir
düşmana iyilik yaparsan dostun olur

yıkık bir saray bu dünya dedikleri
gece ve gündüz atlarının durak yeri
yüz cemşit'ten arta kalmış bir dünya bu
yüz behram kendinin sanmış bu gökleri

can yoldaşı dostlar çekildi gittiler
ecel çiğnedi hepsini birer birer
yan yana oturmuştuk hayat sofrasına
bizden birkaç kadeh önce sızdı gittiler

bu ömür kervanı bir tuhaf gelir gider
kazancın, yaşamasını bildiğin günler
saki, bırak şu yarını düşünenleri
geçti gidiyor gece, geçmeden şarap ver

insanoğlunun kader kitabını anlamak için
cennetin kapısına fırlatılmış bir atmacaydım ben
şimdi ise düşüncelerimi paylaşacağım kimse yok
geç de olsa buradan uçup gidebileceğim kapıyı arıyorum

şafak vakti bir ses yükseldi meyhanenin kapısından
ayyaşlar, küçük sersemler gelin, bir kadeh daha doldurun
uyanın ve gelin, kader sizin kadehinizi doldurmadan
ve içeceğiniz günler sona ermeden

hayyam bilgelik çadırları dokudu
sonra dert potasında yandı kül oldu
bir pula satıldı kader çarşısında
ölüm celladı geldi, boynunu vurdu

düşmüş feleğin çarkına, hep fırlanırız
sizler onu esrarlı fenermiş sanınız
evren koca fanus ve güneş lambasıdır
bizler de biçim, simge, bireyler kalırız

kim görmüş bu cenneti, cehennemi
kim gitmiş de getirmiş haberini