
işte insanların bugünkü durumu. ilk doğalarından zayıf bir mutluluk dürtüsü kalmıştır geriye. fakat bu dürtü de insanın ikinci doğası haline gelmiş heves ve körlüğün sefaleti içinde, derine gömülüdür.
size gösterdiğim bu ilkeden yola çıkarak, insanları şaşırtan ve onları farklı kanaatlere sürükleyerek birbirinden ayıran çoğu tezadın sebebini kavrayabilirsiniz. şimdi yücelik ve şeref duygusunun bunca sefaletin ortasında boğulmadığını görün ve sefaletin sebebinin bir başka, ikincil bir doğadan kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırın."
"ey insanlar, sefilliklerinize kendi içinizde çare aramanız boşunadır. bütün bilgi birikiminizin sizi getireceği nokta, ne gerçeğin ne de iyiliğin kendi içinizde olduğunu fark etmektir sadece. felsefeciler size bunu vaat ettiler ve vaatlerini yerine getiremediler. ne gerçek iyiliğin ne de insanlık durumunun ne olduğunu bilir onlar."
dünyada tatmin peşinde koşmayın, insanlardan hiçbir şey ummayın. sizin için gerçek iyi tanrı'dır.
ne olduğunu bile bilmedikleri sıkıntılarınıza nasıl çare bulabilirlerdi ki? asıl hastalığınız, sizi tanrı'dan uzaklaştıran gurur, sizi dünyaya bağlayan heveslerinizdir. felsefecilerin tek yaptığı ise bu hastalıklardan en az bir tanesini büyütmektir. tanrı'yı amaç olarak gösterenler de bunu ancak kibri beslemek için yaptılar. çünkü böylece tanrı gibi olduğunuza, doğaca tanrı'ya benzediğinize inandırdılar sizi. bu düşüncedeki boş gururu görenlerise sizi bir başka uçuruma sürüklediler ve doğanızın hayvanlarınkiyle aynı olduğunu söyleyerek iyi olanı hayvanlarla müşterek olan iştiha ve heveslerinizde aramaya sürüklediler.
bilgelerin ne olduğunu hiç bilmediği izansızlıklarınıza çare bulmanın yolu bu değildir. kim olduğunuzu size ancak ben anlatabilirim."