17.12.2010

risale

cemil meriç

said nursi'nin risalelerini okumak için toplanan üç beş vatandaşın tevkifi, tabii hukuk bakımından hamakatle (ahmaklıkla) kaynaşan bir cinayettir. ahlaksızlığın, bencilliğin, kayıtsızlığın ferman ferman olduğu bir ülkede, bir kitabı, ahlaktan, insanlıktan bahseden bir kitabı okuyanlar ancak takdire layıktır.

soğuk ve süprüntülüklerden devşirme, maddeci, sözde maddeci yayınlardan tiksinen, kendilerine insaniyetçi süsü veren bir alay züppenin sapıklıklarına iğrenerek bakan ve bir kurtuluş arayan samimi çocuklar.. davranış bakımından kendimi onlara çok yakın buluyorum.

yazılı kağıt bezirganları, odalarında kitap okuyan bu, belki gafil ama hiç şüphesiz tertemiz insanların tevkifini adeta alkışlayarak ilan ediyorlar. vicdan hürriyetine indirilen bu ağır darbe gerçi bizim için ebedi bir maceradır. yarı münevver, sadizmini, kendi tanrılarına secde etmeyen namuslu insanlar üzerinde tatmin etmeyi adet haline getirmiştir.

sonra 142. maddenin kaldırılması için imza toplayan bir zat, 142. maddenin hışmına uğrar, asil üniversitemiz kutuplar kadar sessiz karşılar hadiseyi.

fakir memleketin sunduğu ulufeyi bir nevi fetih hakkı telakki ederek, üniversiteye eski ve huysuz bir kapatmayı ziyaret eder gibi, ayda yılda bir uğrayan şımarık, küstah ve züppe bir doçent, mahzar üç beş kuruş kazanmak ve adeta devlete meydan okumak için, murdar üslubu ile manevi buluğa ilelebet erişemeyecek olan şebban-ı vatana marx'ı anlatmaya kalkışır, hayli zaman takibata uğramaz. nihayet yakalanınca medrese feryadı basar.

medrese haklıdır, kelepçe erkeğe takılır. kelepçe bazen bir lejyon donör nişanının kordonundan çok daha kutsaldır, bir kozmopolitin efemine bilekleri kirletir onu.    

kanun karşısında eşitlik düsturu! her cinayete fetva veren, fikir hürriyetini menfaatlerine dokunduğu anda ayaklar altına alan insanların bu hürriyetperverlikleri, kendilerini imtiyazlı bir zümre, adeta devlet içinde devlet saymalarının ifadesidir. hiçbir mukaddesleri olmadığı ve memleketin hiçbir derdiyle ilgilenmedikleri için, kozmopolitliğin, yani, insanlardan kopuşun yeni bir şekli olan salon sosyalizmi ile flört etmeye kalkışmaktadırlar.